1015 Mesrûk şöyle demiştir: Biz Abdullah ibn Mes’ûd’un yanında bulunuyorduk. O şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) insanlarda (yani Kureyş’te İslâm’a karşı) aleyhdârlık görünce: ”Yâ Allah! (Bunlar hakkındaki dileğim) Yûsuf Peygamber’in yedi kıtlık seneleri gibi yedi senedir” dedi. Bunun üzerine onları öyle bir kıtlık yakaladı ki, her şeyi kökünden kuruttu (bütün bitkileri yok etti). O derecede ki, her çeşit hayvan derilerini, ölü hayvan etlerini hem de kokmuşlarını yediler. Onlardan biri gökyüzüne bakınca açlıktan dolayı (gözleri ortalığı) duman görürdü. Derken Ebû Sufyân Peygamber’in yanına geldi de: Yâ Muhammed, Sen Allah’a tâatı ve hısımlara ilgiyi emredip duruyorsun. Kavmin ise helak oldu. Artık onlar için Allah’a duâ et, dedi. Yüce Allah şöyle buyurdu:
“O hâlde semânın ap-âşikâr bir duman getireceği günü gözetle. (Öyle bir duman ki) insanları saracaktır o. Bu pek yaman bir azâb (diyecekler). Ey Rabb ‘imiz, bizden bu azâbı açıp kaldır. Çünkü biz îmân edeceğiz. Onlar için düşünüp, ibret almak nerede? Kendilerine (hakikatleri) açıklayan bir Rasûl geldiği hâlde, yine O’ndan yüz çevirdiler. Bir öğretilmiş, bir mecnûn dediler. Biz bu azâbı biraz açıp kaldıracağız. Fakat siz hiç şüphe yok ki, tekrar dönecek olanlarsınız. Çok büyük bir şiddet ve savletle çarpacağımız gün, muhakkak ki biz (onlardan) intikaam alıcılarız” (ed-Duhân: 10-16).
Batşe, Bedr günü olandır. Demek ki Duhân da, Batşe de, Lizâm da, Rûm âyeti de (meydana gelmiş ve) geçmiştir.