"Enter"a basıp içeriğe geçin

Buhari 931

931 Bize Ebû Âsım, Cerîr ibn Hâzım’dan tahdîs etti. O şöyle demiştir: Ben el-Hasen el-Basrî’den işittim, şöyle diyordu: Bize Amr ibnu Tağlib (radıyallahü anh) şöyle tahdîs etti: (Bir defa) Rasûlüllah’a -Bahreyn’den-birçok mal yahut bir çok esîr getirilmişti. Onu taksîm etti de bâzı kimselere atıyye verdi, bâzı kimselere atıyye vermedi. Sonra atiyye vermediği kimselerin gücenip şikâyet ettikleri haberi kendisine ulaştı. Bunun üzerine (hitâb etmek için) Allah’a hamd, sonra sena etti, ondan sonra da

“Amma ba’du” diyerek şöyle buyurdu: “Vallahi ben atıyye vermediğim kimseyi, atıyye verdiğim kimseden ziyâde sevip dururken, yine birine atıyye verir (sevdiğime) atıyye vermediğim olur. Lâkin şu kadar var ki, ben bir takım kimselere, kalblerinde sabırsızlık ve hırs gördüğüm için mal veririm Bâzı kimseleri de Allah Taâlâ’nın, kalblerinde yarattığı zenginlik ve hayra havale ederim (mal vermem). Amr ibn Tağlib de bu sonuncular arasındadır”.

Râvî Amr ibn Tağlib: Vallahi Rasûlüllah’ın bu kelâmına bedel kırmızı develere mâlik olmayı gönlüm istemez, demiştir. Bu hadîsi rivayet etmekte, Yûnus ibn Ubeydillah ibn Dînâr el-Abdî, ona mutâbaat etmiştir.