751 Bize Ebû Hureyre (radıyallahü anh) tahdîs edip şöyle dedi: Rasûlüllah namaza giriş tekbîri ile kıraat arasında azıcık sükût ederdi. Râvî Ebû Zur’a: Ebû Hureyre: Azıcık dedi zannederim, demiştir. Ben: Yâ Rasûlallah, Bâbam anam sana feda olsun, tekbîr ile kıraat arasındaki şu sükûtun (nedir, orada) ne söylersin? Dedim. Rasûlüllah: “Allâhumme bâıd beynî ve beyne hatâyâye kemâ bâatte beynel-Meşrıkı ve’l-Mağrıb. Allâhumme nakkınî minel hatâyâ kemâ yunakka’s-sevbul-ebyadu mine’d-denesi. Allahumme’ğsil hatâyâye bil-mâi ve’s-selci vel-beredi (= Yâ Allah, benimle, günâhlarım arasını, doğu ile batı arasını uzaklaştırdığın gibi uzaklaştır. Yâ Allah, beyaz kumaş kirden temizlendiği gibi, beni günâhlardan temizle. Yâ Allah, geçmiş günâhlarımı da su ile, kar ile, dolu ile tertemiz yıka) derim” dedi.