Omer ibnu’l-Abdilazîz de (bir müezzine): “Ya külfetsiz ezan oku, yahut yanımızdan ayrıl” demiştir.
611 Bize Mâlik, Abdurrahmân ibn Abdillah ibn Abdirrahmân ibn Ebî Sa’sa’a el-Ensârî sonra el-Mâzinî’den; o da Bâbası Abdullah’tan haber verdi. Ona da Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahü anh) haber verip şöyle demiştir:
Görüyorum ki, sen davarı ve kırları seviyorsun. Davarların başında yahut bâdiyende iken namaz için ezan okuyacak olduğun zaman tîz sesle nida et. Zîrâ müezzin, sesinin yetiştiği yere kadar insân, cinn, hattâ hiçbirşey yoktur ki, ezanı duymuş olsun da kıyâmet gününde müezzin lehine şahadette bulunmasın. Ebû Saîd (hadîsin sonunda): Ben bunu (yani müezzinin sesinin yetiştiği yere kadar insan… ifâdesini) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’tan işittim, dedi.