"Enter"a basıp içeriğe geçin

Buhari 348

348 Şakîk şöyle demiştir: Ben Abdullah ibn Mes’ûd ile Ebû Mûsâ el-Eş’ârî’nin beraberinde oturuyordum. Ebû Mûsâ Abdullah’a:

— Şayet bir kimse cünüb olsa da bir ay müddetle su bulamasa, artık o kimse teyemmüm etmeyecek ve namaz kılmayacak mı? Pekî, el-Mâide Sûresi’ndeki şu “…. Eğer su bulamazsanız, tertemiz toprakla teyemmüm edin..” (altıncı) âyeti ne yapacaksın? dedi.

Bunun üzerine Abdullah:

— Eğer bu adamlara bu hususta bir ruhsat verilirse, neredeyse su kendilerine soğuk olunca da toprakla teyemmüme kalkacaklar, dedi.

A’meş dedi ki: Ben Şakîk’a:

— Siz cünübün teyemmüm etmesini, suyu soğuk bulanın teyemmüm edeceğinden dolayı mı kerih gördünüz? dedim.

Şakîk:

— Evet, dedi.

Ebû Mûsâ Abdullah’a:

— Sen Ammâr’ın Omer’e söylediğini işitmedin mi: Rasûlüllah beni bir işe göndermişti. Ben cünüb oldum, su da bulamadım. Akabinde hayvanın toprakta yuvarlandığı gibi toprak içinde yuvarlandım. Müteakiben bunu Peygamber’e söyledim. Peygamber: ”Sana şöyle yapmaklığın kâfi gelirdi” buyurup avucunu yer üzerine bir defa vurdu. Sonra elini silkeledi. Sonra onunla (bir vuruşla yahut eliyle) sol avucu ile sağ avucunun arkasına yahut sağ avucu ile sol avucunun arkasına meshetti. Sonra onunla (vuruş yahut eliyle) yüzüne mesnetti demişti, dedi.

Buna karşı Abdullah ibn Mes’ûd:

— Görüyor musun Omer, Ammâr’ın sözüne kaanî’ olmamış, dedi

Ya’lâ, el-A’meş’ten; o da Şakîk’ten diye yaptığı rivayette şunu ziyâde etti. Şakîk şöyle demiştir: Ben Abdullah ile Ebû Musa’nın beraberlerinde idim. Ebû Mûsâ, Abdullah’a: Sen Ammâr’ın Omer’e şu söylediğini işitmedin mi: Rasûlüllah beni ve seni bir yere göndermişti. Ben cünüb oldum da toprak üstünde yuvarlanmıştım. Müteakiben Rasûlüllah’ın yanına gelip, toprakta yuvarlanmamı kendisine haber vermiş idik. Rasûlüllah da:

“Sana şu kadarı kâfi gelirdi” buyurdu da, yüzüne ve iki eline bir defa mesh etmişti, demişti.