"Enter"a basıp içeriğe geçin

İncelemelerin İlk Aşaması – Avesta

18. yüzyılın başlangıcında İngiliz G. Boucher Hindistan’daki Parsiler­den Avesta’nın “Vendidad Sade” adım taşıyan bir bölümünün bir kopyası­nı aldı. Bu kopya 1723 yılında İngiltere’ye getirildi. Bu elyazmasının içeriği Avrupalı biliminsanları için anlaşılmazdı ve kütüphanede ziyaretçiler için sergilendi.

1754 yılında, Paris’teki Doğu Dilleri okulundan mezun olmuş Fransız bi­lim adamı Anquetil Du Perron (1731-1805), İngiltere’den gönderilen Oxford “Vendidad”ın tıpkıbasımını gördü ve bu belge ile ilgilenmeye başladı. 1754 yılında yirmi üç yaşında hevesli biri olarak er asker olarak, Parsilerin ara­sında kalıp dillerini öğrendikten sonra Avesta’yı anlamak amacıyla gemiy­le Hindistan’a gitti. A. Du Perron, Hindistan’da (Gujarat eyaleti) 13 yıldan fazla yaşadı. Rahip Darab Kuman’ı Avesta’yı tercüme etmeye ikna etmekte başarılı oldu ve aynı zamanda Darab’dan Avestaca ve Pehlevice elyazmala­rını da aldı.

Du Perron 176ı yılında Paris’e döndü ve Avesta üzerinde çalışmaya devam etti. On yıl çalıştıktan sonra Du Perron 1771 yılında Avesta’nın ilk (Fransızca) tercümesini yayımladı.21 Avesta’nın tercümesi Avrupa’yı sarstı ve Du Perron’un Avesta tercümesi Şarkiyat Araştırmaları alanında ama aym zamanda Avrupa kültüründe gerçek bir devrim oldu.

Avesta’nın orijinalliğine dair, yarım yüzyıldan fazla bir süre devam eden ve Avesta incelemelerinin ilk döneminin (1771-1826) temel malzemesini oluşturan bilimsel bir tartışma alevlendi.
Du Perron’un çalışmalarının ortaya çıkmasından bir süre sonra Klenker Avesta’nın ve Du Perron’un onunla ilgili eserlerinin Almanca tercümelerini yayımladı. Klenker arkasından, Avesta’nın orijinalliğini konu edindiği Aves­ta ile ilgili kendi eserlerini yayımladı.

Tychsen’in Zerdüşt ile ilgili eseri 1791 yılında, Avesta’nın orijinal olduğu sonucuna vardığı Göttingen’de yayımlandı. Silvester de Sasy’nin, Avesta’nın orijinalliğini kanıtladığı kitabı 1793 yılında Paris’te yayımlandı. Bu eserde ilk kez, Sasanilerin Pehlevice yazıtlarını deşifre etti.
Ondokuzuncu yüzyılın ilk yarısında Bürnuff’un eserlerinin ortaya çık­masından önce Avesta metnine dair bilgiler Du Perron’un eserlerinin uf­kunun ötesine geçmiş değildi ve bütün Avesta araştırmaları onun Avesta tercümesine dayanıyordu.

1872’de Berlin’de E. Rask’ın “About antiquity and authenticity of the Zend language and Zend Avesta” (Zend dili ve Zend Avesta’nın eskiliği ve oriji­nalliğine dair) eseri yayımlandı. Rask ilk kez Zend dilinin gramerini yazdı.
Daha önce Avesta’yı felsefi açıdan anlamaya yönelik girişimler olmasına rağmen 19. yüzyılın başlangıcından itibaren Avesta filozofların ilgisini çekmeye başladı. Böylece, Zerdüşt ve Avesta P. Beyl, G. Ritter gibi kişilerin eserlerinde belirgin bir yer edindi; Alman idealizminin en büyük temsilcisi Hegel Avesta’ya büyük ilgi duydu. V. Göthe ve F. Nietzsche de eserlerinde Zerdüştlük ve Avesta’ya yer verdiler.