Zerdüştlükte, kişi sadece dünyanın, bilhassa ateşin, yeryüzünün ve suyun temizliğini sağlamamalı, kendi içsel ve dışsal temizliğine de dikkat etmelidir. Bu nedenle çok sayıda temizlenme ile ilgili yasalar ve yöntemler vardır. En kötücül ve en kirli olanın, Zerdüştiliğe göre etrafında kötücül ruhların biriktiği ölü beden olduğu düşünülüyor. Bunun içindir ki, ölü bir bedene sadece özel şahıslar yaklaşabilir ceset taşıyıcılar ya da nasa-salars (genellikle sadece salars denilir). Bu şahıslar mümkün olduğu kadarıyla cesedi ölümden sonraki ilk günde özel bir yere taşırlar.
Zerdüştiler için yeryüzü, su, ateş ve bitkiler kutsal elementler olduğu için, bunların temiz tutulması gerekir, bu nedenle, Ortaçağlardan bu yana ölü bedenler özel dakhmalara, yani “sessizlik kulelerine bırakılır” bırakılır. Dakhma, ölülerin içine açıkta bırakıldığı kule şeklinde yapılardır. Ölü bir beden kuşların ve yabani hayvanların yemeleri için bırakılır ve güneş ve rüzgar altında kalan kemikler toplanarak toprağa gömülür (çünkü Kıyamet Gününde insanlar bedenlerini elde edecekler). Gnümüzde artık Zerdüştiler mezarlıkları kullanmaya başlamışlar.