Spitama ailesinden gelen Peygamber Zerdüşt Paourusaspa ile Dughdöva’nın oğluydu. Zerdüşt’ün yaşamına ilişkin tarihleri tam olarak tespit etmek imkansızdır; ancak araştırmacıların çoğunluğu peygamberin on onbir ve altıncı yüzyılları arasında yaşadığını varsayıyorlar. Zerdüşt’ün çocukluğu ve sonraki yaşamına dair geleneksel anlatılar mucizelerle doludur. Örneğin, ağlayarak değil de, gülerek doğduğu söylenir.
Aynı zamanda hem bir rahip hem peygamber olan, dinin tek kurucusu Zerdüşt otuzlu yaşlarında vahiy almıştır. Dini metinlerde bu olay şöyle tasvir edilir: Zamanında Zerdüşt şafak vakti, bahar bayramı için haoma hazırlığı için su almaya nehir kıyısına gitti. Kovayı suyla doldurup kıyıya döndüğünde, ışıldayan bir Varlık Vohu Manah göründü ve Zerdüşt’ü, vahyi alacağı Ahura Mazda ve diğer beş ışıldayan Varlığa getirdi.
Zerdüşt sadece Ah ura Mazda’ya tapınmakla kalmadı, onun bütün iyi şeylerin Yaratıcısı, yaratılmamış olan ve ezelden beri varolan tek Tanrı olduğunu ilan etti. Zerdüşt, “daeva” ismini sadece, ahlak sahibi ahuralarla karşılaştırarak, yıkıcı tanrılar için kullandı. Buna karşın, bir kısım İrani kabilelerde olduğu gibi Hindistan’da da daevalara tanrılar olarak saygı duyuluyordu. Bundan böyle, Zerdüştilik, örneğin Mithra, Haoma, Anahita gibi bir kısmı Zerdüşt tanrıları tarafından reddedilen bir inancı restore etti.