Anu’nun üç çocuğu; Enlil ve Enki ve Ninharsag da onları karşıladılar. Kucaklaşıp öpüştüler, hem güldüler hem ağladılar. O kadar uzun, o kadar uzun sürmüştü ki ayrılık! Böyle söylüyorlardı birbirlerine. Birbirlerine bakıp ne kadar yaşlandıklarını incelediler. Pek çok şar büyük olmalarına rağmen ana babaları, çocuklarından genç görünüyorlardı! İki oğul kocamış ve sakallıydı; bir zamanların güzel Ninharsag’ın beli bükük, yüzü kırış kırıştı.
Beşi de göz yaşlarına boğuldular; mutluluk gözyaşlarına karıştı keder gözyaşları. Misafirler ve evsahiplerini Edin’e götürdü gök gemileri. Unug-ki’nin yanıbaşında hazırlanan yere kondu gök gemiler. Dünya üstünde kalmış olan tüm Anunnakiler tören kıtası olarak selamladılar. Selam olsun, hoş geldiniz! Selam olsun, hoş geldiniz, diye bir ağızdan haykırdılar Anu ve Antu’ya.