(Şimdi bu, İgigilerin Dünyalıların kızlarını nasıl kaçırdıklarının ve bunu izleyen dertlerin ve Ziusudra‘nın nasıl tuhaf doğduğunun hikayesidir. Lahmu’dan büyük gruplar halinde geldi İgigiler Dünya’ya. Yalnızca üçte biri kaldı Lahmu’da; Dünya’ya indi iki yüzü. Önderleri Marduk’la beraber olmak, onun düğün kutlamasına katılmak için geldik, diye açıkladılar. Ne Enlil ne Enki bilmiyordu ki bir sırları var: Kaçırmak ve çiftleşmekti planları.)
Dünya’daki önderlerden habersiz, Lahmu’da büyük bir grup İgigi bir araya gelip Marduk’a verilen izinden biz de mahrum edilmemeliyiz, demişlerdi birbirlerine. Istırap ve yalnızlık çektiğimiz yeter, hiç çocuğumuzun olmayışı son bulsun! Buydu nidaları. Lahmu ile Dünya arasında gidip gelmeleri sırasında Dünyalıların kızlarını, kendi aralarında Adapit dişileri dedikleri kızları görmüş ve arzulamışlardı.
Her biri diğerine şöyle dedi: Gelin Adapit dişileri arasından kendimize eşler seçelim ve çocuklarımız olsun! Aralarından Şamgaz adlı biri önderleri oldu. Hiç biriniz kabul etmeseniz de bu işi tek başıma yapacağım, dedi diğerlerine. Bu günah için bir ceza biçilecekse, bunu hepiniz için tek başıma üstleneceğim. Birer birer katıldılar bu plana; bir yemin ettiler bu işi birlikte yapacaklarına.
Marduk’un düğün günü iki yüzü birden iniş yerine indiler. Sedir dağlarındaki büyük platform üstüne kondular. Oradan Eridu’ya yolculuk ettiler, çalışan Dünyalıların arasından geçtiler. Dünyalılar kalabalığı ile vardılar Eridu’ya. Marduk ve Sarpanit’in düğün töreni bittiği anda Şamgaz önceden kararlaştırılan bir işaret verdi diğerlerine. Her bir İgigi bir Dünyalı genç kızı kaptı, zorla kaçırdılar onları.
Şimdi bu hikayeyi Şamgaz’ın isminin Semyaza olarak değiştirildiği şekliyle Hanok’un kitabından dinleyelim.
7. bölüm;
1- İnsanoğulları çoğalınca, güzel ve alımlı kızları oldu.
2- Melekler, göklerin çocukları onları görüp onlara karşı şehvet hissettiler. Birbirlerine dediler ki: ”Gelin insanların arasından
kendimize eşler seçelim ve onlardan çocuklarımız olsun. ”
3- Sonra liderleri Semyaza onlara dedi ki: ”Bunu gerçekten yapmayı kabul etmeyeceğinizden, Ve büyük bir günahın
cezasını tek başıma çekmek zorunda kalacağımdan korkuyorum.“
4- Onlar da ona dedi ki: ”Yemin edelim”
5- Ne olursa olsun bu plandan vazgeçmeyeceğimize dair karşılıklı yemin edelim.
6- Sonra hep birlikte yemin ettiler ve planı uygulayacaklarına söz verdiler. Toplam iki yüz kişi, Yeret’in zamanında Hermon dağının zirvesine indiler.
7- O dağa Hermon dağı demişlerdi, çünkü bu iş için birbirlerine yemin etmiş, vazgeçmemek üzere lanet okumuşlardı.
8- Onlarla birlikte olan diğer meleklerle birlikte kendilerine eşler aldılar. Her biri kendine bir eş seçti ve onlarla birleşmeye, kendilerini onlarla kirletmeye başladılar. Onlara büyüler öğrettiler. Onları bitkiler konusunda ustalaştırmak için kök kesmeyi de öğrettiler.
9- Sonra kadınlar hamile kaldı ve boyları 135 metre olan devler doğurdu.
Bakara suresi 102. ayette alışıldığı gibi açıkça anlatılmayan Harut ve Marut hikayesinde de, Babil’ de öğretisi başlayan büyüye vurgu yapılır. Kutsal kitaplar da sık geçen büyü kavramının kökünün insanlığa teknoloji öğretme olduğunu düşünüyorum. Gerçekte Anunnakilerin öğretilmesini istemediği bilgileri şartlar gereği bazen kendi ihtiyaçları için, bazen de rekabetlerinde insanları kullanmak adına öğrettiklerini görüyoruz.
Bu öğreti herkesin onayı ile olmadığında kötülük öğretme, Tanrıları kızdırma şeklinde insanlara yansımaktadır. Zamanla tek Tanrılı din oluşurken teknoloji öğretisi doğaüstü güçlerle, şeytanın yardımıyla kötü insanların yaptığı bir eyleme dönüştü. Büyü soytarılığı öyle bir çılgınlığa dönüştü ki milyonlarca masum insan büyücü damgası vurularak katledildi.