Ka-in’in kısmeti de Anzu’nun ki gibi olmalı; yaşam nefesi kesilmeli! Böyle söyledi Marduk öfkeyle Enki’ye, Enlil’e ve Ninurta’ya. Ninurta çok üzüldü Marduk’un sözlerine; yanıtı sessizlik oldu, sözler değil. İzin verin de oğlum Marduk ile baş başa görüşeyim, dedi Enki onlara. Enki’nin özel odasına girdiler baba oğul. Evladım! Evladım, dedi Enki yumuşak bir sesle Marduk’a.
Izdırabın çok büyük. Gel, ıstırabı ıstırapla güçlendirmeyelim!
Yüreğimi ağırlaştıran bir sırrı, izin ver de paylaşayım seninle! Bir zamanlar bir nehir kenarında dolaşırken iki genç Dünyalı kıza kapıldım. Benim tohumumla doğdu onlardan Adapa ve Titi. Yeni bir tür Dünyalı, uygar insan böylece Dünya’da ortaya çıktı. Bunların üreme yeteneğine sahip olup olmadığından kaygılandı kralımız Anu.
Ka-in ve Abael’in doğuşuyla Anu ve Nibiru meclisi ikna oldular. Bu gezegen üstündeki Anunnaki varlığının bu yeni dönemi hoş karşılanıp onaylandı. Ama şimdi Abael öldürüldü; Ka-in’in yaşamı da söndürülecekse eğer, doymanın sonu gelecek, isyanlar tekrarlanacak, elde edilen her şey un ufak olacak! Abael’den çok hoşlanmış olmana şaşmamalı, oğlum; üvey kardeşindi o senin!