Tohumumdan yeni bir Dünyalı türü oluştu, benim suretimde ve benim benzeyişimde! Bitki tohumlarından besin yetiştirecekler, kuzulardan sürüler güdecekler! Bundan böyle Anunnakiler ve Dünyalılar doyacak! Kardeşi Enlil’e haber yolladı; Enlil Nibru-ki’den çıkıp Eridu’ya geldi. Vahşi çayırlarda yeni bir Dünyalı türü ortaya çıktı, diyordu Enki, Enlil’e. Hızlı öğreniyorlar, onlara bilgi ve zanaat öğretilebilir.
İzin ver de Nibiru’dan tohumlar getirelim ekilecek, izin ver de Nibiru’dan kuzular getirelim Dünya’da koyunlar doğuracak, izin ver de Anunnakiler ve Dünyalılar hep birlikte doysunlar! Böyle diyordu Enki, Enlil’e. Gerçekten de pek çok bakımdan bize, Anunnakilere benziyorlar, dedi Enlil kardeşine. Çayırlarda kendi başlarına ortaya çıkmış olmaları ise şaşılacak şey!
İsimud çağırtıldı. Onları sazdan örülme sepetler içinde, hasırotu çalıları arasında buldum, dedi. Enlil bu meseleyi ciddiyetle düşünüp taşındı, başını şaşkınlık içinde salladı. Yeni bir Dünyalı türü kendi başına ortaya çıksın, Dünya kendiliğinden uygar insanı ortaya çıkartsın, buna tarım ve çobanlık, el işleri ve araç gereç yapımı öğretilebilsin; gerçekten de şaşılası şey!