Hem öfkeye hem de acımaya boğulmuştu. Sürgünde ölsün, cezası bu ola, deyiverdi Anu. Şaşkınlık içinde birbirine baktı diğer yargıçlar. Ne diyor Anu, diye meraklandılar. Ne Dünya’da ne de Nibiru’ya sürgün edilecek, diyordu Anu. Yol üstünde Lahmu (Mars) gezegeni, su ve atmosferle donamış. Enki, Ea iken orada mola vermişti; burasının bir ara istasyon olacağını düşünmüştü.
Onun ağ gücü Dünya’nınkinden daha az kuvvetli, hesaba katılırsa faydamıza olabilir. Alalu gök arabasına götürülsün, Ben Dünya’dan ayrılırken o da benimle yolculuk edecek. Lahmu gezegeni çevresinde çemberler çizeceğiz; Alalu’ya bir gök arabası vereceğiz. Lahmu gezegenine indirilecek. Yabancı bir gezegende sürgün olacak. Kalan günlerini kendi başına sayacak. Anu böyle bildirdi hükmü; heybetle doluydu sözleri.
Alalu’nun bildirdiği hüküm oy birliğiyle kabul gördü, kahramanların huzurunda ilan edildi.Nungal bana kılavuzluk etsin Nibiru yolunda, oradan da kahramanları taşıyıp yine Dünya’ya getirsin. Anzu da yolculuğa katılsın, Lahmu’ya inişten sorumlu olsun. Anu böyle bitirdi buyruklarını. Ertesi gün yola çıkmaya hazırlandılar; gidecek herkes sandallarla götürüldü arabalara.