Sular içilebilirdi ama hava yetersiz. Tüm bunlar arabanın yıllıklarına kaydedildi; yoldan sapma ihtiyacı iyice tarif edildi. Canlılığı tazelenen araba yükselip süzüldü; iyicil Lahmu’ya veda ediyordu. Ötede turunu atmaktaydıyedinci (Dünya) gezegen: Dünya ve onun yoldaşı davet etmekteydi arabayı. Komutan koltuğunda Anzu’dan ses çıkmıyor, Ea da suskunlaşmış hiç konuşmuyordu.
Menzilleri hemen önlerindeydi; onun altını ya Nibiru‘nun kurtuluşu olacaktı ya da belası. Araba yavaşlamalı yoksa Dünya’nın kalın atmosferinde kavrulup yok olacak, diye Anzu’ya anlattı Ea. Dünya’nın yoldaşı Ay‘ın etrafında çemberler çizip yavaşlayalım, diye önerdi Ea ona. Ay’ın etrafında döndüler; Nibiru’nun göksel savaşta alt ettiği ay boynu eğik, yaralı yatmaktaydı. Arabayı böylece yavaşlatan Anzu onu, yedinci gezegene yönlendirdi. Arabayla Dünya’nın küresinin etrafından bir iki çember çizdikten sonra , onu sert toprağa doğru alçalttı.
Gezegenin üçte ikisi kar rengindeydi; ortası ise koyu renkli. Okyanusları görebildiler, sert toprakları görebildiler; Alalu’nun işaret fenerini arıyorlardı. Bir okyanusun kuru toprağa dokunduğu, dört nehrinsazlıklarla kaplandığı bir yere Alalu’nun işareti yol gösterdi. Araba sazlıklara konamayacak kadar büyük ve ağır, diyordu Anzu. Dünya’nın kuru toprakta çok güçlü olan çekici ağıyla oraya alçalamayız dedi Anzu, Ea’ya.Suya in! Okyanus’un sularına in, diye bağırdı Ea, Anzu’ya.