"Enter"a basıp içeriğe geçin

Nibiru’dakiler Kanıt İstiyor – Sümer Tabletleri

Eğer gerçekten dövülmüş bileziğin ötesine yolculuk etti ise sığındığı yer Dünya’dır; yedinci gezegendir. Toplananların arasından bir prens çıkıp konuştu; Anu’nun oğullarından biriydi, Anu’nun eşi Antu’nun rahminin ürünüydü. Enlil‘di adı, Emirler efendisi anlamına. Temkinli olmayı öğütlüyordu sözleri. Alalu koşullar öne süremez. Onun elinden hep belalar çıkmıştır, tahtı kaybetmişti ya ceza olarak, yumruk yumruğa çarpışmada.

Tiamat’ın altınını gerçekten bulduysa eğer, bunun kanıtı gerek; atmosferimizin korunması için yeterli midir? Dövülmüş bilezikten geçirilip Nibiru’ya nasıl getirilebilir? Anu’nun oğlu Enlil böyle konuştu, diğerleri de pek çok sorular sordular. Çok miktarda kanıt gerekliydi; pek çok yanıt verilmeliydi, dedi hepsi bir ağızdan. Toplananların sözleri Alalu’ya iletildi, yanıt istendi. Alalu bu sözlerin haklılığı üstünde düşündü ve sırlarını aktarmayı kabul etti.

Yolculuğuna ve zorluklarına ilişkin doğru bir rapor verdi. Sınayıcının kristal iç kısımlarını yerinden çekip çıkarttı; konuşucunun içine soktu kristalleri, tüm bulguları aktardı. Artık kanıt gönderilmiş olduğuna göre, kral ilan edin beni, emrime boyun eğin, diye sertçe talep etti. Bilgeler donakaldı, Alalu o dehşet silahlarıyla Nibiru’da çok felakete yol açmıştı, dehşet silahlarını patlatıp bileziğin arasından bir yol açmıştı.

Turu üstünde Nibiru o bölgeden geçerken, Alalu bela üstüne bela biriktirecekti. Mecliste hayret, korku, şaşkınlık vardı; krallığı bu şekilde değiştirmek gerçekten de çok ciddi meseleydi. Anu yalnızca soydan kral değildi; tahta dürüstçe güreşerek çıkmıştı. Prenslerin topluluğu arasından Anu’nun bir oğlu ayağa kalkıp konuştu. Her konuda bilgeydi; bilgeler arasında pek ünlüydü.