4373 İbn Cureyc tahdîs edip şöyle demiştir: Bana Atâ ibn Ebî Rebâh haber verdi ki, ona da Safvân ibn Ya’lâ haber verdi, ki babası Ya’lâ ibn Umeyye: Keşki ben kendisine vahy indirilirken Rasûlüllah’ı görebilsem! der idi.
Ya’lâ ibn Umeyye dedi ki: Peygamber Cı’râne mevkiinde iken, üzerinde bir örtü vardı ve kendisi bu örtü ile gölgelendirilmişti. Yanında da sahâbîlerinden birtakım insanlar vardı. Bu sırada huzuruna, üzerinde güzel koku sürülmüş bir cübbe bulunan bir çöl Arabı geldi ve:
— Yâ Rasûlallah! Güzel koku sürüldükten sonra bir cübbe içinde umre niyetiyle ihrama giren bir kimse hakkında ne dersiniz? diye sordu.
İşte tam bu sırada Omer, eliyle Ya’lâ’ya gel diye işaret etti. Ya’lâ da geldi ve hemen başım Rasûlüllah’ın örtünmekte olduğu örtünün içine soktu. Bir de gördü ki, Peygamber (vahyin şiddetinden) yüzü kızarmış ve uyuyanın nefes alıp verirken horultu çıkarması gibi horultu çıkarıyor. Peygamber bir süre bu şekilde kaldı, sonra bu hâl kendisinden açıldı. Peygamber:
— “Bana biraz evvel umreden sormakta olan kimse nerede?” buyurdu.
O kişi arandı ve huzura getirildi. Peygamber ona:
— “Sendeki kokuya gelince: Sen onu (yânı bedenine ve elbisene bulaşan kokuyu) üç kerre yıka, üzerindeki cübbeye gelince, onu da sırtından çıkar. Sonra (ihramı giyip) haccında yapmakta olduğun fiilleri umren içinde de yap” buyurdu.