Yüce Allah’ın Şu Kavli:
“Münafıklar sana geldikleri zaman: ‘Şehâdet ederiz ki, hakikaten sen Allah’ın rasûlüsün’ derler. Allah da bilir ki, hakîkaten sen elbette O’nun rasûlüsün. Bununla beraber Allah şehâdet eder ki, doğrusu münafıklar kesin olarak yalancıdırlar” (Âyet: 1)
4949 Zeyd ibn Erkam (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben bir gazada bulundum. Orada (münafıkların başı) Abdullah ibn Ubeyy’den şöyle derken işittim:
— Ey topluluk! Rasûlüllah’ın yanındakilere nafaka vermeyin, tâ ki etrafından dağılsınlar ve O’nun yanında Medine’ye bir dönersek her hâlde izzet ve kuvveti çok olan (yani kendisi) en zelîl ve zaîf olanı Medine’den muhakkak çıkaracaktır!
(Râvî Zeyd dedi ki:) Ben İbn Ubeyy’in bu sözlerini amcama yahut Omer’e söyledim. O da bunu Peygamber’e söyledi. Bunun üzerine Rasûlüllah beni çağırdı. Ben de İbn Ubeyy’in sözlerini kendisine naklettim. Bu defa Rasûlüllah, Abdullah ibn Ubeyy ile adamlarına haber gönderdi. Bunlar geldiler ve:
— Biz böyle birşey söylemedik, diye yemîn ettiler! Rasûlüllah beni yalanladı, onu doğruladı.
Bunun üzerine ben o kadar gamlandım ki, ömrüm içinde bana asla bunun benzeri bir keder isabet etmemişti. Artık evde oturdum (dışarı çıkmadım). Amcam da bana:
— Ey oğul, uslu durmadın, en sonu Rasûlüllah’ın seni yalanlamasını ve sana öfkelenmesini istedin! dedi (de beni daha da kederlendiriverdi).
Son derece bunaldığım bu sırada Yüce Allah “Münafıklar sana geldikleri zaman…” sûresini indirdi. Bu sûrenin gelmesi üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bana haber gönderdi. Huzuruna vardığımda bu sûreyi okudu ve:
— “Yâ Zeyd! Şübhesiz Allah (nakletmiş olduğun sözde) seni doğrulamıştır” buyurdu