5004- Kuteybe ibnu Saîd şöyle dedi: Bize Hammâd ibnu Zeyd, Yahyâ’bnu Atîk’ten tahdîs etti ki, el-Hasenu’l- Basrî: İmâmın evvelinde (yâni Kur’ân’ın evveli olan Fâtiha’nın başında) “Bismillâhir-rahmânir-rahîm”i yaz, bundan sonraki her iki sûre arasına da bir çizgi çek, demiştir
“Eğer vazgeçmezse andolsun onu alnından tutup sürükleriz, yalancı günahkâr alnından. O vakit meclisini da’vet etsin dursun! Biz de zebanileri çağırırız” (Âyet: 15-18).
Mucâhid: Buradaki “Nâdiyehu”, “Aşiretini”;
“ez-Zebâniyetu”, “Melekleri” ma’nâsınadır, demiştir.
Ma’mer ibn Müsennâ: “Şübhesiz dönüş ancak Rabb’inedir” (Âyet. 8)deki “er-Ruc’â”, “Merci” (yani “Dönüş”) ma’nâsınadır;
“Le-nesfean”, “Le-ne’huzen” (yani “Elbette onu yakalarız”) ma’nâsınadır. Hafif nûn, yani şeddesiz nûn ile “Le-nesfean”, “Elinden yakaladım” ma’nâsına olan “Sefa’tu bi-yedîhî”dendir.