4377 Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Huneyn günü olduğu zaman Peygamber’in ordusu ile Hevâzin kabilesi karşılaştı. Peygamber’in beraberinde onbin mücâhid ve bir de Mekke’den salıverilenler vardı. Müslümanlar ansızın ok baskınıyla karşılaşınca geri döndüler. Peygamber:
— “Ey Ensâr topluluğu!” diye seslendi. Onlar:
— Lebbeyke yâ Rasûlallahi ve sa’deyke lebbeyk! Bizler Sen’in önündeyiz, dediler.
Peygamber bineğinden indi de:
— “Ben Allah’ın kulu ve Rasûlü’yüm!” dedi.
Akabinde müşrikler bozguna uğradılar. Peygamber Mekke’den katılanlara ve Muhâcirler’e ganimet verdi de Ensâr’a birşey vermedi. Ensâr ganimetten men’ olunmaları hususunda konuştular. Bunun üzerine Rasûlüllah onları da’vet edip bir çadır içine koydu. Akabinde:
— “İnsanlar aldıkları koyunlar ve develerle giderken sizler Allah’ın Rasûlü ile gitmenizden razı olmuyor musunuz?” buyurup şunları da söyledi: “Eğer insanlar bir vâdîye girseler Ensâr da bir dağ yoluna girse, ben elbette Ensâr’ın dağ yolunu tercih ederdim…”