“Oruç sayılı günlerdir. Artık sizden kim (o günlerde) hasta yahut sefer üzerinde olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Gücü yetmeyenler üzerine de bir yoksul doyumu fidye (lâzımdır). Bununla beraber kim gönül isteğiyle bir hayır yaparsa işte bu, onun için daha hayırlıdır. Oruç tutmanız sizin hakkınızda hayırlıdır, bilirseniz” (âyet: 184) kavli bâbı
Atâ ibn Ebî Rebâh: Yüce Allah’ın buyurduğu gibi, mükellef kişi hastalıktan dolayı ayın hepsinde oruç tutmaz, demiştir. el-Hasen el-Basrî ile İbrahim en-Nahaî, emzikli ve hâmile kadın hakkında:
Eğer bunlar kendi nefisleri yahut çocukları üzerine bir zarar gelmesinden korkarlarsa oruç tutmazlar, sonra kaza ederler, demişlerdir.
Yaşlı, ihtiyar oruç tutmaya güç yetiremezse (o da oruç tutmaz, üzerine kaza değil de fidye vâcib olur). Enes ihtiyar olduktan sonra bir yahut iki yıl ramazânda her gün bir fakire ekmek ve et yedirip, oruç tutmamıştır. Âmmenin kıraati “Yutîkûnehû” şeklindedir, bu ekserdir
4546 Amr ibn Dînâr, Atâ ibn Ebî Rebâh’tan tahdîs etti. Atâ, İbn Abbâs’tan “Ve ale’llezîne yutavvakûnehû fıdyetun taâmu miskine” şeklinde okurken işitmiştir. ibn Abbâs:
— Bu âyet nesh edilmiş değildir. Âyetteki kişiler yaşlı erkek ile yaşlı kadındır ki, bunlar oruç tutmaya muktedir olamazlar; bu sebeble bunlar, her bir gün yerine bir fakiri doyururlar, demiştir.