“Şübhesiz münafıklar cehennemin en aşağı tabakasındadırlar…” (Âyet: 145).
İbn Abbâs: “Ateşin en aşağısında” demektir; “Nafakan”, “Seraben” (yani baca) demektir, demiştir.
4645 el-Esved (ibn Yezîd en-Nahaî) şöyle demiştir: Bizler Abdullah ibn Mes’ûd’un ders halkasında bulunuyorduk. Huzeyfe ibnu’l-Yemân geldi, nihayet başımıza dikildi de selâm verdi. Bundan sonra:
— Yemîn olsun ki, münafıklık sizlerden daha hayırlı olan bir topluluk üzerine indirilmiştir, dedi. el-Esved (Huzeyfe’nin bu sözünden hayret ederek):
— Sübhânallah! Muhakkak ki Allah “Şübhesiz münafıklar cehennemin en aşağı tabakasındadırlar” buyuruyor, dedi.
Abdullah ibn Mes’ûd (Huzeyfe’nin sözünden, hakk söz getirmesinden ve sakındırmasından hoşlanarak) gülümsedi. Huzeyfe de mescidin bir kenarına oturdu. Bunun akabinde Abdullah ibn Mes’ûd kalktı ve beraberinde bulunan sahâbîleri de dağıldılar.
el-Esved dedi ki: Bu sırada Huzeyfe beni çağırmak için bana bir çakıl attı. Ben de yanına geldim. Huzeyfe:
— Ben söylediğimi iyice bilmiş olduğu hâlde Abdullah ibn Mes’ûd’un gülmesinden (yani sâdece gülmekle yetinmesinden) hayret ettim. Yemîn olsun ki, siz (tâbiî)lerden daha hayırlı olan bir topluluk üzerine münafıklık indirilmiş, sonra onlar bu hâllerinden tevbe edip döndüler, Allah da onların tevbelerini kabul buyurdu, dedi