"Enter"a basıp içeriğe geçin

Etiket: 100- Müslimin harbî olan kimseden köle satın alması harbînin hibesi ve âzâd etmesi bâbı

Buhari 2257

Ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) Selmân’a:

“Mâlikin ile hürriyetini satın alma mukaavelesi yap” buyurmuştur. Halbuki Selmân (bir harb esîri değil) hürr bir kimse idi. Medine’ye gelirken yol arkadaşları Selmân’ı, esîr diye zulm edip satmışlardı.

Ammâr, Suheyb ve Bilâl de esîr yapılmışlardı.

Yüce Allah da şöyle buyurdu: “Allah rızk hususunda kiminizi kiminizden üstün kıldı. O üstün kılınanlar, onda hepsi beraber olmak üzere, rızıklarını elleri altındakilere verici değillerdir. O hâlde bunlar Allah’ın nimetini bilerek inkâr mı ediyorlar?” (en-Nahl: 71)

2257 Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) şöyle buyurdu:

“İbrâhîm Peygamber, Sâre ile sefere gitti de, onunla bir şehre girdi. Orada meliklerden bir melik yahut cebbarlardan bir cebbar hükümdar vardı. Bu zalim hükümdara:

— İbrâhîm kadınların en güzelinden olan bir kadınla bu şehre girdi, denildi.

Hükümdar:

— Yâ îbrâhîm, beraberindeki kadın kimdir? Diye haber gönderdi.

İbrâhîm:

— (Dînde) kardeşimdir, diye cevâb verdi. Sonra İbrâhîm dönüp, Sâre’nin yanına geldi ve:

— Sakın benim sözümü yalan çıkarma. Ben onlara, senin benim kızkardeşim olduğunu haber verdim. Allah’a yemîn ederim ki, yeryüzünde (bizim inandığımız esâslara) benden ve senden başka îmân eden hiçbir kişi yoktur, dedi.

Ve akabinde İbrahim, Sâre’yi hükümdara gönderdi. Sâre varınca, melik Sâre’ye doğru kalktı. Sâre de hemen abdest aldı ve namaza durdu. (Namazı müteâkib:)

— Allahım, ben Sana ve Senin Rasûlü’ne îmân ettimse ve ben fercîmi zevcimden başkasına karşı ebedî muhafaza eyledimse, şu kâfiri benim üzerime musallat etme! Diye duâ etti.

Adamın nefesi derhal boğuldu; horlamağa, hattâ ayağı ile yere vurup deprenmeğe başladı.”

Hadîsin râvîsi el-A’rac şöyle dedi: Ebû Seleme ibnu Abdirrahmân, Ebû Hureyre’nin şöyle dediğini söyledi:

“Sâre:

— Allahım, eğer bu herîf ölürse, bunu bu kadın öldürdü denilir, dedi.

Bunun üzerine o zâlim, sarasından salıverildi. Sonra hükümdar, Sâre’ye (ikinci defa taarruza) kalkıştı. O da derhâl kalkıp abdest alarak namaza durdu. Ve: Allahım, ben Sana ve Senin Rasûlü’ne îmân ettimse ve nâmûsumu zevcim müstesna olmak üzere herkese karşı iyice korudumsa, şu kâfiri benim üzerime musallat etme! Diye duâ ediyordu. Adamın derhâl nefesi tıkandı, horlamaya, hattâ ayağı ile yere vurup deprenmeye başladı.”

Abdurrahmân şöyle dedi: Ebû Seleme şöyle dedi: Ebû Hureyre şöyle dedi:

“Sâre:

— Allahım, eğer bu adam Ölürse, bunu bu kadın öldürdü denilir, dedi.

Bunun üzerine adam sarasından ikinci defa, yahut üçüncü defada da salıverildi. Bunun üzerine o melik kendi adamlarına:

— Vallahi siz bana (insan değil), muhakkak bir şeytân göndermişsiniz. Siz bu kadını İbrâhîm ‘e geri gönderiniz. Hâcer’i de Sâre’ye hediye veriniz! Dedi. Müteakiben Sâre, îbrâhîm Peygamberi dönüp geldi. Ve ona (vak’ayı anlatıp):

— Anladın mı, Allah kâfiri zelîl etti ve bir cariyeyi de bana hizmetçi verdi, dedi”.