” (Velîlerden) kim zengin ise (yetimin malını yemekten) kaçınsın. Kim de fakır ise, o hâlde örfe göre yesin. Artık onlara mallarını teslim ettiğiniz vakit karşılarında şâhid bulundurun. Tam bir hesâb sorucu olmak bakımından ise Allah yeter” (Âyet: 6).
“Bidâran”, “Mubâdereten” (yânı: Hacet yokken, bulûğlarından önce çabuk davranarak) demektir.
“A’tednâ”, “A’dednâ” (yânı “Aded”in ifâl babından) “Hazırladık” demektir. “A’tâd” “Hazırlık” ( masdarın)dan olan “Efalnâ” (yânı A’tednâ) da aynı ma’nâyadır.
4618 Âişe (r. anha); “ (Velîlerden) kim zengin ise yetimin malından yemekten kaçınsın. Kim de fakir ise, o hâlde örfe göre yesin…” kavli hakkında: Bu âyet yetîm malı hususunda indi. Yetîmin velîsi fakîr olduğu zaman, o malın işlerini iyilikle bakıp yerine getirmesi karşılığında (hizmet ücreti ve zarurî olan ihtiyâcı kadar) o maldan yer, demiştir