Yüce Allah’ın Şu Kavli:
“ (Erkek ve dişiden) herbiri için baba ve ananın, yakın hısımların terîkelerinden de vârisler yaptık. Akd ile yeminlerinizin bağladığı kimselere de hisselerini verin. Allah herşeyin üstünde hakîkî bir şâhiddir” (Âyet: 33)
“Mevâlî”, “Velîler”, “Mirasçılar” demektir. Ma’mer de şöyle demiştir: “Evliya”, “Mevâlî’dir, yine “Evliya”, “Mirasçılar”dır.
“Yeminlerinizin karşılıklı muâhade akdettiği kimseler…”; bu, yemîn mevlâsıdır ki, yeminle bağlanan kişiden ibarettir. “el-Mevlâ”, yine “Amcaoğlu”; “el-Mevlâ’l-mu’tıku”, “Kölesine hürriyet veren kişi”; “el-Mevlâ’l-mu’taku”, “Kendisine hürriyet verilen kimse”; “el-Mevlâ’l-meliku”, “İnsanların işlerini (yürütmeyi, idare etmeyi) üzerine alan kimse”, bir de dînde olan “Mevlâ” vardır
4623 İbn Abbâs radıyallahü anhüma’tan (o, şöyle demiştir): “Erkek, dişi; herbiri için mevtalar kıldık “, “Mirasçılar kıldık” demektir. “Karşılıklı yeminlerinizin bağladığı kimseler”, Muhâcirler’le Ensâr’dır ki, Muhacirler Medine’ye geldikleri ilk zamanlarda Peygamber’in bunlarla Medîneli Ensâr arasında kurduğu kardeşlik akdleri sebebiyle Zevu’l-Erham’dan evvel (hısımlık sahihlerinden evvel) mirasçı olurlardı. Fakat sonra “Erkek, kadın; herbiri için mirasçılar kıldık” âyeti inince, akidleşme ve kardeşlik akdiyle kurulmuş olan mîrâsçılık nesholundu.
Sonra İbn Abbâs, “Karşılıklıyeminlerinizin bağladığı kimseler” kavli hakkında: Artık bu yalnız yardım etmek, ihsan etmek, nasîhat etmekten ibaret kaldı. Akidleşen iki kişi arasında mîrâsçılık gitmiş oldu. Ancak yeminli dostu için vasiyet edebilir.
(Buhârî dedi ki:) Bu hadîsi râvî Ebû Usâme, İdrîs ibn Yezîd’den işitti. İdrîs de Talha ibn Musarrıf ’tan işitti.