Yüce Allah’ın Şu Kavli:
“Ona ne malı, ne kazandığı faide vermedi” (Âyet:1- 2)
5024 el-A’meş, Artır ibnu Murre’den; o da Saîd ibnu Cubeyr’den; o da İbn Abbâs (sallallahü aleyhi ve sellem)’tan şöyle tahdîs etti: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke içindeki Bathâ’ya, seyl yerine doğru çıktı ve oradaki tepeye (yani Safa Tepesi’ne) yükseldi. Akabinde:
— “Yâ sabâhâh! -Ey Kureyş! Buraya geliniz! Büyük bir iş karşısında bulunuyorsunuz!-” diye seslendi.
Bunun üzerine Kureyş, Peygamber’in yanına toplandılar. Peygamber:
— “Re’y edip düşündünüz mü? Eğer ben size, düşman sizi ya sabah baskınına yahut akşam baskınına uğratacaktır diye söylesem, beni doğrular, tasdik eder misiniz?” diye sordu.
Kureyş:
— Evet, (doğrular, tasdîk ederiz), dediler. Peygamber:
— “Öyle ise ben sizi şiddetli bir azabın önünde bir korkutucu, bir uyarıcıyım” dedi.
Bu söz üzerine Ebû Leheb:
— Bizi bunun için mi topladın? Yazık sana! dedi. Akabinde Azîz ve Celîl Allah: “Ebû Leheb’in iki eli kurusun.,.” sûresini sonuna kadar indirdi