"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Üç teklif

Muaviye, şansını bir de başka suretle denemek istemişti. Bu dört kişiye, halk karşısında yumuşaklıkla hitap edecek ve onların gösterecekleri sert tavırlar sebebiyle halkın sevgisini kendi üzerine toplayacaktı.
Bu kararı verdiğinin ertesi gün, bütün halkıcamiye toplamış, bu dört kişiyi de davet eylemişti ve minbere çıkarak şu sözleri söylemişti: Ey nas!… Ben, şu dört kişiye, Hakkın ve Resulün rızasına uygun bir surette, teklifatta bulundum. Onlar, reddettiler. Ben bundan dolayı kızgın değilim. Nitekim, bundan sonra da onlara şekatle muamele edeceğim, ata ve ihsanlarımı da kesmiyeceğim….
İşte, halk huzurunda, Hüseyine hitap ediyorum: Ya Hüseyin!… Biz, kardeş çocuklarıyız, benim hatırım için oğlum Yezide, görünüşte olsun biat et. Aradan şu ziddıyet ve muhalefet kalksın!…. demişti.
Muaviyenin bu teklifine, imam Hüseyinden önce İbni Zübeyr cevap vermişti:
→Ya Muaviye!… Biz de senden üç şey isteriz….
→Nedir?…
→Birincisi, hilafeti bırak. Çünkü sen, o makama halkın seçimiyle değil, hile ve zorla geçtin.
→İkinci isteğin nedir, ya İbni Zübyr?…
→Eğer, «Hilafeti bırakmam, her ne suretle olursa olsun ben bunu kazandım» dersen, şu halde oğlun Yezidi veliaht etmekten vazgeç… çünkü ne Resulü Ekrem, ne de onun dört halifesi, veliaht göstermemişler: İslam hükümetinin başkanlığını, halkın oy ve arzusuna terk eylemişlerdir. Üçüncüsü, mutlaka bir veliaht teyininde irar ediyorsan, öyle birini seç ki, bu zat Haşimi ve Emevi olmasın. Eğer İslam toplumuna zerre kadar saygı ve sevgin varsa, bu suretle tarafsızlık göster. (Bu sözleri söyleyen Abdullah İbni Zübeyr, Cemel savaşında Ayşe ile birlikte, Aliye isyan eden Zübeyrin oğludur ve kendisi de Haşimilerdendir.)
Muaviye, fena halde bocalamıştı. Bu darbenin verdiği sersemlikle düşmemek için mimberin iki tarafından yakalamıştı…. Muaviyenin zeka ve yeteneği, Araplar arasında pek ünlüydü. Ama, Muaviyenin bu parlak zekası, İbni Zübeyrin son teklifi karşısında birdenbire iflas edivermişti.
Muaviye, şaşkınlıkla başını Hüseyinin ve Abdurrahman ile Andullahın bulundukları yana çevirmişti: Siz ne dersiniz?… demişti.
Üçü birden: Bizde, İbni Zübeyrin teklifine katılıyoruz… cevabını vermişlerdi. O zaman Muaviye, artık söyliyecek söz bulamayarak: mimberden inmişti.
Ama, camiden çıkar çıkmaz da: Yarın Şama hareket edeceğim. Hazırlık görülsün…. emrini vermişti.