Ol sohbette, Muhammed bunlara, pirlerini ve rehberlerini sordu. Kırklar, dediler ki; Pirimiz şeksiz, süphesiz Şahı Merdan Alidir. Ve Rehberimiz Cebrail aleyhisselamdır. Hemen ol sohbet olurken, Muhammed Alinin geldiğini bildi.orda yere indi. Tecella ve temenna edip Aliye yer gösterdi. Cümle sahabeler Alinin geldiğini bildi, karşılayıp Aliye tecella ve temenna ettiler. Elindeki nişanı, mühürü gördüler. O zaman dönüp ashaplar dediler ki; ya Resulullah, Hüda aşkına, bize Hak Süphane ve taala hazretlerinin sizlere beyan eylediği ne ise beyan eyle ki, bizlerde işitelim dediler.
Orda, peygamber aleyhisselam onlara buyurdu:
-ya Sahabeler, hakkın sırrı hakikattır.
-Hakikat nadir? ya Resulullah! dediler.
Ol vakit Muhammed eyitti(anlattı):
-Hakikat oldur ki, dil ile ikrar, kalp ile tastik, vücut ile amel edip inanıp iman getirmek, dedi.
Orda sahabeler sordular:
-ya Resulullah, sen buyur biz tutalım, dediler.
Ol vakit peygamber buyurdu:
-ya sahabeler, gelin talip olun ki, hakikat kapısında birer rehber tutun ki, Hakkın sırlarına agah olasınız dedi.
Orda sahabeler sordular:
-ya Muhammed hakikat nedir? dediler.
Hz.Muhammed anlattı:
-Hakikat o dur ki, evvel özünü yar eyle, sonar ehlini yar eyle, o da olmazsa dilini yar eyle, o da olamzsa, cesedini yar eyle. Kendini bir pire teslim eyle. O nun ermine irdet getir ki, hakikat Kabul eylemiş olasın, dedi.
O zaman sahabeler dediler ki:
-ya Muhammed hakikatı bildir ki, bizler biat kılmağa iradet getirmeğe geldik dediler.
Hz.Muhammed anlattı:
-ya sahabeler, hakikat Şahı Merdan Ali hakkında geldi, varın Aliye iradet getirin, diye buyurdu.