Farsça kökenli olan Gülbenk; Bir ağızdan çıkan ses, yüksek sesle okunan özel dua anlamına gelir. Alevi gülbenklerinde; Allah Muhammed Ali, Ehli Beyt, On Iki Imam, 14 Masum-u Pak ve Hace Bektaş Veli gibi yol ulularının isimleri geçer. Onlara sevgi, saygı, hürmet ve bağlılık sözcükleri sunulur. Kendilerinden yardım ve destek dilenir. Dolayısıyla gülbenkler; Allah Muhammed Ali ile başlar ve yine onlarla da noktalanır.
Dua ile gülbenk, arasındaki fark; Dua genele hitap eder yani kişi Allaha dileklerini, beklentilerini, sorunlarını, şikayetlerini vs. sessizce, sukünet içinden okurken, gülbenk de ise; sadece Evlad-ı Resul olanlara sevgi, saygı, bağlılık ifade edilir. Gülbenk, her kişinin çekmesi/okuması doğru değildir; Yol önderleri olan Mürşid, pir ve rehber tarafından çekilmelidir. Gülbenk okunmaz, salavat gibi yüksek sesle çekilir ve toplum da Allah Allah diye eşlik eder.
Gülbenk Evlad-ı Resul olan yol önderleri, Mürşid-Pir-Rehber tarafından okunur. Kutsallığından ötürü gülbengi çeken kişi, Eline Diline Beline sahip olması gerekir. Dolayısıyla ağzı küfürlü olmamalı, artniyetli olmamalı, dini nefsi doğrultusunda kullanmamalı, nefsine uymamalı, vs.
Diğer bir önemli husus gülbenk her yerde çekilmez, belirli yerlerde ve sebeplerden ötürü çekilir; Cem evlerinde, dergahlarda, ibadet erkanında, On Iki Imamlara yönelik matem ibadetlerinde, Çerağ yakmada, nikah-kirvelik erkanında, Hakka uğurlama erkanında, Lokma-kurban erkanında, Aşura başında, Uluların mabutları ziyaretinde, vs.
Ibadet erkanlarda, yapılan her hizmetten sonra gülbenk okunur. Aynı zamanda gülbenk onay, mühir, tasdik etme anlamındadır. Bu onay ve bağlılık; Toplumun „Allah Allah“ deyip, birbirine niyaz olmasıyla gerçekleşir.
Gülbenkler, Bismişah ile başlar; Allah Allah, Allah eyvallah, Gerçeğin demine Huu, gibi katılımlarla da noktalanır…