Zülfikarın zahiri anlamı; Arapçada “zu” edatı ile “fakara” fiilinden türemiş bir isim olan “fikar”ın birleşmesinden meydana gelmiş bir kelimedir. “Fakara” deldi, kesti, kırdı anlamlarına gelmektedir.
Zülfikar; Melek Cebrail tarafında Muhammede bağışlanmış, batın ve zahiri alemi veya batın ile zahir ilmini temsil eden iki uçlu bir kılıçtır. Batın olarak Allahın ilahi ilmiyle ve zahiri olarak adalet hikmetiyle donatılmış Zülfikarı sahiplenecek tek bir kişi söz konusu olmuştur ve o da, Şahı Merdan Ali olmuştur. Muhammed Mustafa ilahi hikmetle donanmış Zülfikarı, Şahı Merdan Aliye bağışlamıştır.
Tarihsel olarak Zülfikarın, yeri ve işlevi
Adaleti ve doğruluğu temsil etmiştir. Aleviler de, doğruların takipçisi bir toplum olmuştur. Dolayısıyla özü itibariyle; Doğruluğun ve adaletin hakim olduğu, eşitliğin egemen olduğu, her türden haksızlığın giderildiği, giderilmek için de Ehli Beyt adaletinin Dünyaya hakim olması, Alevilerin en büyük özlemidir.
Zülfikarı, bu tarihsel konumu çerçevesinde değerlendirip haksızlıklara uğramış ve herkes için adaletin insani bir hak olduğunu benimseyen bir toplumun sembolü olarak kabul etmek en doğrusu olacaktır.
Zülfikarın manasına erişmemiş, gerekli bilgi sahibi olmayanlar Zülfikarı; Insanları katleden, kan döken salt bir savaş aracı olarak algılayanlar büyük bir yanılgı içine düşmüşlerdir. Zülfikarı, dünyevi algılamalarımızla anlamaya kalktığımızda evet o algılama sıradan bir kılıç algısı olur ki buda manadan uzaklaşmış tamamen Zülfikarın dışında bir algılama ve yorumdur.
Zülfikar Batın alemde; Allahın ilahi hikmetini temsil eder ve zahiri alem de ise Ilim ile bilimi, adalet ile hakkaniyeti, Hakk ile hakikati, mazlumdan yana zalime karşı durmayı, dolayısıyla tarihte hak arayanların ve hakkaniyetin sembolü olmuştur.
Sonuç olarak günümüzde sembollerin, işaretlerin önemi gittikçe artmıştır. Bu da insanların arasındaki diyaloğun azaldığını, komünikasyon yerine sembollerle, işaretlerle kendini ifade etmeye çalışmalarındandır.
Insanlar arasında, diyalog ve komünikasyonların gelişmesi lazımdır. Insanlar birbirlerini konuşarak anlamaya çalışmalıdır aksi taktirde semboller ve işaretler aramızdaki diyalog ile komünikasyon ucurumu daha da açılmasına neden olur diye düşünüyoruz.