Birlikte yaşadığımız ailenin, çevrenin, toplumun bireyleriyle ve kainattaki mevcudatla uyum içinde yaşamak istiyorsak, o zaman; Ister inançlı ister inançsız her insanoğlu kendi özünü Dar‘a çekmeli ki uyum içinde, huzur içinde, aşayış içinde, birlik ile beraberlik içinde yan yana dostça, kardeşce ve barış içinde yaşamak mümkün olsun.
Dar, kelime manası; Ayağa kalkmak, ayakta durmak yani kıyamla Hakkın huzuruna durmaktır. Inanç boyutunda; Maneviyette ölümden sonra, yeniden dirilip ayağa kalkmak, özünü kötülüklerden arındırmaktır.
Insanoğlunun topluma karşı, aileye karşı ve canlı ile cansıza karşı belli sorumlulukları vardır. Bu sorumluluklarını yerine getiremeyen, uymayan, yanlışlık yapan yani hatalı, kusurlu kişilerin Cem ibadetlerinde; “Hakk meydanında, Pir huzurunda, toplumun şahitliğinde yaptığı hatayı, yanlışı, eksiği kabul etmek ve bir dahasına tekrarlamamak şartiyle, tövbe etme erkanıdır.
Erkan, sözlük anlamı; Esaslar ve kurallar demektir.
Dini, anlamı ise; Inancın, esas ve kurallarının yerine getirildiği uygulamalardır.
Hakk Meydanında, vuku bulan erkanın amacı; Kişileri hatalarından, yanlışlarından arındırarak tekrardan topluma faydalı insan olma haline getirmektir. Buna, “Özünü Dar‘a çekmek” denir.
Bir nokta da, hasas ve duruşlu olmak gerekir. Madem ki her koyun kendi bacağından asılıyorsa o zaman başkalarına bakarak yaşamak doğru olmaz. Birileri yanlış yapıyorsa, sorumsuz davranıyorsa, zararlıysa, kişiliksiz ise, ahlaksız ise, vs. bu demek değildir ki biz de onlar gibi olmalıyız.
Madem ki insanız, madem ki kainattaki mevcudata karşı sorumluluğumuz vardır, madem ki erdemli-olgun-medeni-çağın insanı olmak istiyoruz o zaman aklımızla hareket ederek, kendi hal ve davranışlarımızı dizginlememiz gerekir. Bunun için de özümüzü, sıkca Dar‘a çekerek Arı, duru ve paklanmalıyız.
Dolayısıyla özünü dara çekmek mazlumluğu, arınmışlığı, paklanmışlığı, manevi huzura ermişliği temsil eder.