"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Kal-u Bela, Bezm-i Elest ve Yeşil kube ile Kubbe-i Rahman makamları

Yoktan var olma, zuhuriyetin noktaları ve nurları makamlarıdır.
Kal-u Bela nedir?
Kal-u Bela Arapça bir kelimedir. Anlamı ise; RUHLAR Aleminde Hakk mertebesine ulaşmış Kamil-i Insanların Allaha ikrar verip, teslim olunduğu “an, zaman birimidir. Batın manası, benliğini Allahın benliğinde yok etmektir. Yani Allah ile beraber olmaktır.
Özetlersek…
* Allahın ruhları yarattığı “an ve zaman” birimidir.
* Yaradan ile yaradılanın arasınnda, ilk ikrar erkanının gerçekleştiği “an ve zaman” birimidir.
* Yaradılanın, kendini bilme, bilinme “an ve zaman” birimidir,
* Inancın yaradılanda zuhur ettiği “an ve zaman” birimidir.
* Varoluş ötesinin, kabul edildiği “an ve zaman” birimidir.
* Allah ile Ademoğlu arasında gerçekleşen ilk cem “an ve zaman” birimidir.
* Allahın huzurunda Ademoğlunun ilk duruşu, sorgu ve sualin gerçekleştiği “an ve zaman” birimidir.
Alevi inancında, ikrar vermedeki amaç; Kal-u Beladan beri verilen ikrarı hatırlamak, tazelemektir. Dolayısıyla insan oğlunun verdiği ilk ikrarına bir göndermedir.
Bezm-i Elest nedir?
Farsça Bezm kelimesi, Bezm-i Elest şeklinde ifade edilir. Manası; Ezelde yapılan toplantı, Ruhlar Meclisi-Alemi demektir. Ezelde Ruhlar meclisinde; Yaradan ile yaradılan arasında yaptığı ve yaradılanların da kabul ettiği “ilahi ikrar” erkanı hakkında kullanılan terimdir.
Ruhlar meclisi anlamına gelen Bezm-i Elest; Kal-u Bela, Bezm-i Ezel, Beli Ahdi diye de bilinir. Bu ulu meclis, Allah ile yaratılanlar yani yaratan ile yaratılanlar arasında ikrar verip nasip alma meclisidir.
Allah, bilinmek istedi. Önce ruhları yarattı, daha sonra ikrar erkanını gerçekleştirdi ve daha sonra da bu ruhları bendenle buluşturup zahirileştirdi. Kendi cemalinden yaratığı Ademoğlunun görevi; Yaradanını bilmek, kendini bilmek ve ham ervahlıktan olgunlaşıp yani Kamil-i Insan olup tekrardan özü ile buluşmasıdır. Burada çıkardığımız mesaj; Ruhun kadim, sonsuz olduğudur. Ölen, yok olan bedendir. Dolayısıyla kadim olan RUH, sadece beden değiştirir.
Yeşil kube makamı…
Irfan ile Ilim nurlarının barındığı makamdır.
Irfan nuru, Muhammed Mustafa da belirmiş ve Ilim nuru ise, Şahı Merdan Alide belirmiştir.
Dolayısıyla Irşad kapısıdır. Alevi deyimiyle, Mürşid ile Pir kapısıdır.
Allah, melek Cebraili yaratırken kendisine sen kimsin, ben kimim? buyurmuş.
Melek Cebrail, Allahın sorusuna cevap verememiştir.
Allah, melek Cebraile git kendini ara bul demiş.
Melek Cebrail, toz duman olan kainatta kendini aramaya koyulmuştur. Sonuç itibariyle hayli bir zamandan sonra nidadan kendisine bir seda gelir.
Yer yok iken, gök yok iken dolaştım,
Muallakda beyaz kuffara düştüm.
Kırkların ceminde engürü içtim,
Ol yeşil Kubbe‘ye konduğum zaman.
Seyyid Feyzullah
Melek Cebrail, sedaya yani duyduğu sese doğru yönelir. Derken yeşil kubbeye alınır ve yeşil kubbede bulunan Muhammed Ali tarafından irşad edilir.
Dön Allahın huzuruna git. Huzuruna vardığında sana sen kimsin, ben kimim diye sorunca, de ki; “Sen yaradansın ve ben ise, yaradılan.”
Melek Cebrail, Allahın huzuruna döndüğünde “Sen kimsin, ben kimim? sorusu sorulur. Melek Cebrail, “Sen yaradasınsın ve ben ise, yaradılan” buyurmuştur. Bunun üzerine Allah, “seni irşad edene rahmet” buyurmuştur.
Kubbe-i Rahman makamı…
Kubbe-i Rahman varoluşun, yaratılışın kapısıdır. Yaratılışın, varoluşun veya doğuşun kaynağı, olan ilahi nurdur. Bu nur, Seyyide Fatma-tüz Zehranuru ve makamıdır.
Rahim manası; Sahiplenen, koruyan, esirgeyen, besleyen, yetiştiren, ortaya gelmesini sağlayan gibi manalara gelmektedir.
Kubbe manası ise, dam veya çatı demektir.
O zaman Kubbe-i Rahman; Allahın takdiri ile ilahi kudreti sonucunda, batın ve zahir alemde yaratmış olduğu tüm varlıkların altında barındığı küre veya çatı diyebiliriz.
Dolayısıyla bu çatı altındaki varlıklara baktığımızda, Allahın sanatını ve kudretini görmekteyiz. Bu da şu demektir yeryüğzündeki tüm nesnelerin varoluşu, Allahın takdiri ve ilahi kudreti sonucudur.
Sonuç itibariyel Alevi inancında, Hakk Muhammed Ali üçlemesinin birlikte anılması yaradan ile yaratılanın mevcudatın tümünü simgeler.