"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Kamil-i Insan, Allahın konuşan dilidir

Allah yaratmış olduğu yaratıkların içinde, insanda zuhur etmiş ve onda bilinmek istemiştir. Çünkü Allah, “Ben gizli bir hazine idim, istedim ki bilineyim” buyurmuştur.
Allah insanı kendi ruhundan ruh vererek, nefesinden nefes üfleyerek şekillendirmiş, ona düşünme, kendini ifade etme özelliğini tanıyarak kendine tercüman kılmıştır. Işte insanı diğer yaratıklardan üstün kılan da, onun Allahın sırrına, hikmetine erişmiş olmasıdır.
Dolayısıyla Kamil-i Insanın üstün kabiliyete, faziletlere, derin ilme sahip olması Onu zahiri diğer bir deyimle görsel alemde Allahın konuşan dili konumuna getirmiştir. Allahın konuşan dili konumuna gelmenin yolu, kendi tanrısal içgüdüsüyle yani akıl boyutunda tanrısal sırların manasına varmakla mümkündür. Kamil-i Insan, Küçük alem konumuna sahip akıl gücüyle, yeteneğiyle Kainattaki mevcudatın manasına ve sırrına ermiş ulu sıfattı temsil eder.
Belirtmekte fayda vardır. Insan sıfatında ki her bir yaratık, Allahın konuşan dili olamaz ancak kemalet yani Sırrı Hakikat mertebesine erişmiş Kamil-i Insan‘lar Allahın konuşan dili olabilirler.
Allahın adaletine göre insan ve diğer yaratıklar, bunların hepisi yaradanın yani Allah‘ın birer parçasıdırlar. Çünkü aynı hücreden yani aynı nurdan yaratılmışlardır.
Alevi inancının amacına, inanç esaslarına göre; Insanlar Tanrısal kutsallığı, Alevi ibadeti yoluyla keşfedebilir ve Ona kavuşabilirler. Bu kavuşmaya, Enel Hakk denir. Yani ben, kendi Tanrısal özelliğimi buldum ve ona eriştim anlamındadır.
Tüm bu gerçeklerden yola çıktığımızda Alevi inancında ibadet;
* Cenneti kazanmak ya da cehennemden kurtulmak için değil, Kamil-i Insan olmak için yapılır.
* Insan olmak, kul hakkı yememek, hoşgörüyü pekiştirmek, yardımlaşmak için ibadet yapılır.
Birileri ibadeti Dünyada yaptıkları zalimlikleri, haksızlıkları, yolsuzlukları, ahlaksızlıkları,vs. örtbas etmek ve insanları yanıltmak için Allahı, Allah ile kadırma suçunu işlemektedirler.
Diğer bir gerçek odur ki, var olan hiç bir şey yok olmaz. Şekil ve yer değiştirir. Çünkü insan, can ve tenden ibarettir. Dolayısıyla ten ölür fakat can ölmez. Canın ten değiştirdiği için, canın ölmezliğine inanılır ve buna yeniden doğuş denir.
Yeniden doğuş, insan gerçek varlık olan Hakktan gelir. Daha sonra belirli evrimlerden geçerek olgunlaşır, Kamil-i Insan olur ve tekrardan kendi özü olan Allaha geri dönecektir. Öze dönme veya kavuşma yolculuğuna, Hakk‘a yürümek denir.
Sonuç itibariyle can, ölmediği için veya yok olmadığı için kaldığı yerden başlayarak yeniden doğar, olgunlaşır ve kendi özüne kavuşmaya çalışır. Bu yolculuk, hakikat makamına ulaşıncaya kadar devam eder.