Yaşam, doğum ile ölüm arasında; Yaşanan süreye, ömür veya hayat denir. Doğum ile ölüm arasında ki süreç okuma, araştırma, sorgulama ve kendini bulma sürecidir.
Insan sıfatında yaratılmış olan insanoğlu ben kimim, neden varım, neden doğdum, amacım nedir, yaşamın amacı nedir, nerden geldim nereye gidiyorum? vs. vs. gibi sorulara cevap bulmak için olgunlaşmış ve erdemliğe ulaşmış bir akıl gereklidir. Aklın olgunluğu okumak, araştırmak, yargılamak, sorgulamakla mümkündür.
Olgunlaşan bir akıl sayesinde kainatı, kainattaki mevcudatın manasını ve kişinin kendi sorumluluğunu daha iyi anlar. Olgunlaşan bir akıl onurlu bir duruşu, onurlu bir kişiliği ortaya çıkarır.
Insanlık tarihinde, onurlu duruşa sahip ve bu duruşu; Haksızlığa karşı, zalimlere karşı ortaya koymuş sayısızca ınsanoğlu çıkmıştır. Bu duruş, insanlık onurudur. Dolayısıyla insanlık onuruna sahip çıkmak için, ikrar vermek gerekiyor. Ikrar ise, insanı insan eden ve yaşama anlam kazandıran, manevi değerlere sahip çıkmaktır.
Insanlık ile islam tarihinde haksızlığa, adaletsizliğe ve zalime karşı, onurlu duruşu ortaya koyanlardan biri de Pir İmam Hüseyindir.
Pir İmam Imam Hüseyin, onurlu duruşuyla;
* „Haksızlığın karşısında eğilmenin; Alçaklık olduğunu, kölelik olduğunu, onursuzluk olduğunu ve haksızlık karşısında susmanın ise „dilsiz şeytan“ olduğunu öğretmiştir.
* Onurlu bir ölüm; Kula kulluk, teslimiyetçilik, onursuz bir duruş ve boyun eğişten daha değerli olduğunu öğretmiştir.
* Dil, din, ırk ayrımı yaparak, kin, intikam, nefret besleyerek ve çıkar için kan dökmek insanlık suçu olduğunu öğretmiştir.
* Yezidin safında Hüseyini olunmadığı gibi, İmam Hüseyinin mücadele ruhu ile de hiç bir zaman bağdaşmaz. Çünkü Hüseyni olmak; Mazlumdan yana, Yezide karşı olmaktır yani haklı ile haksızın savaşıdır.
* Aleviler, Yezide lanet okuyup, çağın Yezidi ile aynı safta yer almazlar. Hiç bir zaman saflarında olmadılar ve bundan sonra da olmayacaklardır.
Dolayısıyla hayatın her alanında, onurlu bir duruşa sahip Hüseyinler ortaya çıkmıştır. Onurlu duruşa sahip olmak, verilen ikrarda durmakla mümkündür. Alevi inancı, ikrar üzerine kurulduğuna göre esas olan da ikrar ve teslimiyettir.
Insanlık aleminde huzursuzluğu yaratanlar, kişiliksiz ve onursuzluk sıfatını taşıyan insan sıfatında ki yaratıklardır. Onun için diyoruz ki, Alevilerin içinde ve dışında ikrarından dönmüş onursuz, kişiliksiz yezid zihniyetlilere lanet olsun…