"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Incinsen de incitme manası, Hakka teslim olmaktır

Bir kul, kendini incitebilir. Fakat çevresindeki insanları, inandığı evliya ve enbiyayı incitmemelidir. Ilahi emre göre Hakka giden doğru yolda, kimseyi incitmemek lazım lakin yoldan çıkan bir kişi elbetteki incitir, hatta kırar ve döker.
Hakk ile hakikat yolunda, cümle cafa ve zorluklara eyvallah edilmedikçe o ilahi aşka erişmek, ulaşmak mümkün değildir. Çünkü kendini Allaha teslim eden bir kişi bütün haklarını dahi Allaha teslim etmiştir ve onun hakimi, artık Allah‘tır. Kendisine hakaret, eziyet, cefa eden birine ceza veme hakkı yoktur, ceza ve yaptırım hakkı artık Allaha bırakılmıştır. Ancak nefsi müdafa hakkına sahiptir.
Bu duruş, uyulması gereken duruştur. Günümüzde bu duruşa uyulup uyulmaması, farklı bir durumdur. Şayet her insanoğlu bu ilahi adalete uymuş olsa, kötülüğün olması mümkün değildir. Insanoğluna kötülüğü yaptıran, nefsidir. Zaten insanoğlunun en büyük savaşı, kendi nefsiyle verdiği savaştır.
Kimsenin incinmemesi veya incitmemesi veya ceza vermemesi için, insanların aklını olgunlaştırıp hoşgörü ve sabırlı olması gerekir. Sabır öfke, telaş, korku, vs. gibi unsurların yerine akıl gücü doğrultusunda çözüm olmak veya çözüm bulmaya gayret etmektir.
Avrupada yaşanmış bir olayı, örnek vermek isteriz…
Adamın biri, insan öldürdüğü için katil oluyor. Ve bu kişi, adam öldürdü diye şikayet ediliyor.
Kanun önüne çıkarılır ve hakim, katile idam kararı verir. Katil kişi idam sehpasına çıkarılır, idam ipi boynuna takılır ve sıra idam sehpasının ayakların altından atılmasına gelir.
* Hakim diyorki sehpayı alın adam ölsün fakat orda bulunan halktan kimse sepayı almak istemiyor.
* Hakim dönüp ordaki halka soruyor, neden almıyorsunuz?
* Halk Hakime, o katildir bizde mi katil olalım? O zaman bizler iki kişinin katli olmuş oluruz diye cevap veriyorlar.
* Hakim, peki bu sehpayı kim alacak?
* Halk, ancak onun çocukları alabilir.
Derken katilin çocukları çağrılıyor ve çokcuklar geliyor. Hakim, çocuklara durumu izah ettikten sonra sehpayı sizin almanız gerekiyor der.
* Çocuklar, neden biz alalım?
* Hakim, sizin babanızı öldürmüş ya.
* Çocuklar, iyi de fakat babamız, zaten katildir biz ne diye katil olalım? Biz almıyoruz derler.
Sonuç itibariyle katil, idam edilmesine idam edilmiyor fakat her nereye gidiyorsa kimse kendisine selam vermiyor, fırıncı ekmek vermiyor, parası alınmıyor, selamı alınmıyor, vs. Dolayısıyla toplumdan tamamen soyutlanmış oluyor.
Bu olan bitenlerin karşısında katil, çaresiz kalıyor. Şaşkınlık içinde çaresiz kalan ve çıkar yol bulamayınca, kendini bir nehirin içine bırakarak kendi ölümünün kararını, kendi eliyle vermiş oluyor.
Alevi inancının, yargı mekanizmasıda ki amaç ölüm veya ceza değildir. Ancak kendi özünü dara çekmek ve kendi hakkında doğru olan kararı vermektir.
Bu örnek olayda, Alevi inancının yargı mekanizmasının ne kadar adaletli olduğunu görmekteyiz. Dolayısıyla Allahın adaleti yerli yerindedir, yeterki insanoğlu riayet etmesini başarabilsin.