-Hayat neden sevilir ve hayatın değeri nedir ne değildir?
Hayat, doğum noktaından Hakka yürüme yani ham ervahlıktan olgunlaşma noktasına kadar ki sürecin adıdır. Bu süreç içinde her insanoğlunun kendini bulması, kefş etmesi, anlaması, pişmesi, olgunlaşması ve kendi özüyle tekrardan buluşmasıdır. Yani hayat, bir yaşam döngüsüdür.
Hayat ile yaşam ilişkisine baktığımızda hayat bir zaman süresidir ve yaşam ise, bu sürenin nasıl kullanılğıdır. Insanoğluna tanınan o süre içinde ne yapmış, nasıl geçirmiş, neler yapmış, ne gibi iyilik veya sevaplar işlemiş, vs.
Kimileri hayatı tam manasıyla yaşarken kimileri yaşayamaz, kimileri ham ervahlıktan kurtulurken kimileri de ham ervahlığın batağında yok olup gidiyorlar.
Bu durum günümüz insanı açısından baktığımızda insan hayatı her yerde ucuz, insanca yaşamı sürmek pahalı olmuştur. Diğer bir deyimle insanın kalitesi düşmüş yani klitesizleşmiştir.
Hayatı sevdiren etkenler insanın kendi huzuru ve mutluluğu için aklının gücüyle yaratmış olduğu imkanlardır.
Insanların bireysel hayat için yaşamın anlamına, mana ile amacına sahip olunması, sosyal ilişkilerin güçlendirimesiyle birlikte kişiye öz güven kazandırır ve hayat umudunu artırır.
Toplumsal olarak da kollektif yaşama ruhuna sahip olunduğu zaman birlikte yaşamayı kolaylaştırır. Yani paylaşımcı olmayı, yardımcı olmayı, sahiplenmeyi, yani hayat ile yaşamın her alanında birbirini Hızırı olmayı başarmaktır.
Insan hayatta fakat hayatı yaşıyamıyor. Hayatı yaşamak istiyor fakat aklı olgunlaşmamıştır, aklını olgulaştırmak istiyor fakat okuma, araştırma, sorgulama zahmetine katlanamıyor.
Dolayısıyla insanı hayat bağlayan, yaşama umudunu artıran unsurlar insanın ailesidir, işidir, yardım severliğidir, toplumsal düşünüp üretimde bulunmasıdır, pozitiff bir düşünceye sahip olmasıdır, vs. tüm bunların olabilmesi için sağlıklı bir yapıya ve kişiliğe sahip olmak gerekir.
Sağlıklı, huzurlu, mutlu bir yaşam için de ham ervahlıktan kurtulup olgunlaşmak adına okumak, araştırmak, sorgulamak, yargılamak, vs. gerkir.
Olgunlaşan bir akıl doğruyu, faydalı olanı yapar ve hayatı kolay kılar. Ne yazık ki insanların çoğu hayatını kolay kılmak isterler fakat rahatlıktan da vaz geçmiyorlar.
Sonuçta tembel tembel oturmak, Allah kerimdir demek, yaradan Allah rıskımı da verir demek, çalışmadan geçinmek, dilenci konumuna gelmek, vs. bunlara sahip bir düşünce hayatı kolay kılmaz. Tam tersine ceheneme çevirir.
Huzurlu yaşamak insanın cennetidir, yokluk, sefalet içinde yaşamak ise cehennemdir. Dolayısıyla cennette ve cehennemde yaşamak insanı kendi elindedir ve aklın olgunluğuna bağlıdır.
Huzurlu, mutlu bir yaşam yaşayabilene aşk olsun