Amaçlarını, amellerini ve hayellerini gerçekleștirme gayreti içinde olan akıl fukaralarının 1970lerde yapılan hatayı tekrarlamaktalar. Fakat öyle görülüyor ki 1970lerde yapılan hatanın bedeli, ödendiğini ve özürün dilendiğini unutmușlardır.
Halk olarak, bir gerçeğin bilincindeyiz. O günlerde olduğu gibi bugün de nefsi hayellerini gerçekleștirmek için Alevi inancını, basamak etme çabaları içinde olmalarıdır. Unutmamak gerekir ki, bu hatayı yapanlar da elbette günü gelince özür dileyeceklerdir.
Peki neden bu hata, döne döne tekrarlanmaktadır ve bu ișin arka planı nedir?
Ne yazık ki tarihin her döneminde, nefsi çıkarları için toplumun manevi değerlerini tarumar eden, peșkeș çekenler çıkmıștır ve daha da çıkacaklardır.
Ne yazık ki nefsi uğruna çabalayanların zihniyetine kendi inancını yașamıyan, ona yabancı olan ve gerçek anlamda inancını, yüzeysel yașayan bireyleri destek vermektedir?
Muhammed Ali yoluna ikrar verenler, tarihin her döneminde katledilmișler, dar ağacına çekilmișler, derilerini yüzdürmüșler, atește diri diri yanmıșlar, iftiralara uğramıșlar, vs. fakat hiçbir zaman intikam almamıșlardır. Kin ve nefret yerine, her zaman için barıș elini uzatmıșlardır. Çünkü bu bir ilkedir, duruştur, bedeldir ve yașam felsefesidir.
Bu yașam felsefesi, Muhammed Ali ve onların Ehli Beytinin yașam felsefesidir. Dolayısıyla Muhammed Ali ve Ehli Beyti, ne kadar islamsa, Muhammed Ali yoluna ikrar verenler de bir o kadar islamdırlar.
Islam dini, barıș ve huzur içinde yașamaktır. Yașamın manasına varmayınca, huzur olmaz, huzur olmayınca dostluklar kurulmaz, dostluklar kurulmayınca Rıza Șehri kurulmaz. Rıza Șehri kurulmayınca barıș ve huzur içinde yașamak mümkün olmaz.
Peki neden islamın özü?
Islam kelimesi, inanmanın da ötesinde itaat, teslimiyet, barış, huzur ve yaşam güvenliğini de beraberinde getiren son derece kapsamlı bir sözcüktür. Sonuçta Islam barış, huzur, itaat, teslimiyet, boyun eğmek gibi anlamlara gelmektedir.
Tek Tanrı inancını öngören Islam dini, Allahtan başka illah olmadığını, Allaha ait sıfat ve özelliklerin Allahtan başkasına atfedilmemesini düșkünlük-suç olmakla birlikte Allah, Peygamberlerine-kitaplarına ve mahşer gününde Allah önünde hesap verilecegine inanmaktır. Dolayısıyla Islam dini, insanları kendi iradeleriyle doğru yola çağıran ve Muhammed Mustafa tarafından insanlara tebliğ edilen ilahi adaletin düzenidir.
Bu adalettin içinde, şiddet ve teröre yer yoktur. Şiddet/terörizm kadar Islama ters, başka bir etken olamaz. Haksız yere bir insanın öldürülmesi bütün insanların, insanlığın öldürülmesine, yok edilmesine denk tutulmuştur. Çünkü Islam dini korku, baskı ve tehdit dini değil sevgi, barış ve hoşgörü dinidir. Allaha giden doğru yolda, sevgi ve ilahi aşk vardır. Fakat şiddet ve terörizm yoktur.
Dini yanlış anlayanlar, kendi anlayışlarını, hislerini, algılarını din zanedenler başkalarına saldırmayı, kin beslemeyi ve düşmanlığı dinin gereği zanedip dini yanlış anlamalara sebebiyet vermişlerdir. Bu yanlış algılama ve yorumlar yüzünden milyonlarca insanların hayatına mal olmuş ve zulüme maruz kalmışlardır.
Günümüzde, müslüman ülkelerde yaşanan islam…
Günümüzde müslüman ülkelerinde yaşanan islam, Vahibi ile Emevi Arap gelenek görenekleridir. Dolayısıyla Islamı bağlamaz. Diğer bir deyimle dışı islam ve içi ise Vahibi ile Emevi Arap gelenek görenekleridir.
Bugün dünya haritasına baktığımızda göze ilk çarpan islam ülkelerinde ki görüntü insanı ürkütmektedir. Bazen oturup düşünüyorsunuz.
Acaba Muhammed Mustafa ve Şahı Merdan Ali bu islam için mi çabaladılar? Bu islam için mi savaştılar? Bu islamı mı yer yüzünde egemen kılmak istediler? Kesinlikle Hayır. Bu islam, onların islamı değildir. Bu uygulama ve görüntü, onların istediği islam değildir. Onların islamı, Buyruktaki yazılmış olan Rıza şehri islamıdır. Onların islamı, Tasavvuf islamıdır. Onların islamı, Insan Hakları Evrensel Beyannamesini 1400 sene önce kaleme alan ve uygulayan islamdır.
Sevgi, huzur ve barış islamıdır. Bir arada ve kardeşçe, dostça yaşama islamıdır. Eşit haklara ve Hukukun üstünlüğünü esas alan islamdır.
Göze ilk çarpan ve şimdi genellikle uygulamada olan bu islam ise, Vahibi ile Emevi Arap islamıdır.
Bu dini, çıkarları uğruna benimseyenlerin islamıdır.
Dolayısıyla islam dinini intikam, kin üzerine oturtan, talan ve soygunlara alet eden bağnaz, yobazlık üzerine kurulu olan, akıttığı kana bir türlü doymayan islam Muhammed Alinin islamı değildir ve olamaz.
Diri diri insan yakan, Din adına fetva verip iftiralar atan ve katliamlara davetiye çıkaran, mazluma ah çektiren, kendi dışındaki tüm değerleri red eden anlayış islam değildir ve olamaz.
Muhammed Ali yoluna ikrar verenler, islamın özüyüz demesi bu hakikate dayanmaktadır. Bu gerçekleri görmemek için kendini kör edenleri, Allah islah etsin…