"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Alevice yaşamak varken, başkalaşmak ne diye?

Alevi inancı şiddetten, dayatmacılıktan, katı kurallara dayanmayan ve kadını ikinci sınıf görme anlayışından uzak sevgi, barış inancıdır. Inanç merkezine ise, insanı koymuştur.
Paylaştığımız inançsal bilgiler belki de bazı veya çoğu canlarımızca bilinmekte ve bilinci dailindedir. Buna seviniyor ve takdir ediyoruz. Lakin bizim paylaşımlarımız ilk hedefi Alevi öğretisinden uzak kalmış, tanış olmak isteyen veya eksiğini tamamlamak isteyen canlarımıza yönelikdir. Canların, anlayışla karşılamalarını diliyoruz.
Önemli hususlardan biri de, inançsal bilgilerin paylaşımıdır. Bazı canlarımız Allah Muhammed Ali, Ehli Beyt ve On Iki İmam ismi gecen yazıların içeriğini tam anlamadan bu yazıları Alevi sitelerinde paylaşmaktadırlar. Bununla Alevi insanına iyilik yaptıklarını sanıyorlar fakat algıladıkları gibi değildir. Çünkü Allah Muhammed Ali, Ehli Beyt, On Iki İmam ile ilgili yazıları kaleme alan Sünni, Şii/Caferi alimler ve şahıslar ne yazık ki Allah Muhammed Ali, Ehli Beyt, On Iki Imamları Aleviler gibi algılamazlar.
Şahı Merdan Aliyi, örnek verecek olursak. Sünniler Şahı Merdan Aliyi sadece bir halife olarak görürler. Şii/Caferiler ise Velayet makamının sahibi yani dini önder olarak görürler. Aleviler ise, Şahı Merdan Aliyi kıblegah olarak görürler. Lakin biliyoruz ki Sünni ve Şii/Caferilerin kıblegahı, Suudi Arabistandaki kabedir. Diğer bir örnek: Alevilerin inancı, sevgi inancıdır. Sunni ve Şii/Caferilerde ise, dünyevi radikal Şeriat kurallarına dayalıdır.
Şii/Caferiler, ince siyaset kurnazlığı ile Alevi insanının beyin yıkaması yaparak saflarına çekmektir. Tek amaçları sünni mesebi gibi islamın esas mesajı olan “sevgi, barış, hoşgörü” yerine islamda daha fazla paya sahip olmaktır. Suudi Arabistan ile Iran hükümdarlarınca, kim fazla pay elde edebilir rakabeti söz konusudur. Allah, nefse köle olmuş bu zihniyeti islah eylesin.
Şii/Caferiler diyorlar ki biz kardeşiz, aynı inancın mensuplarıyiz, birleşelim…
Eyvallah. Şimdi kendilerine soruyoruz. Madem ki aynı inancın ümmetiyiz, o zaman;
Neden cemevinde değil de camide ibadet yapılıyor?
Neden, Şiilerin dini sevgiye değilde katı şeriata dayanıyor?
Neden, Kadın erkek birlikte ibadet yapmak yerine haremlik ve selamlık vardır?
Neden, Mürşid, Pir, Rehber yerine hoca, imam ve müfti vardır?
Neden, Ibadetler baglama/Telli Kuran eşliğinde yapılmıyor?
Neden, Hakk meydanında özünü ‘dara çekmek yoktur?
Neden, Musahiplik, Kirvelik ikrarı yoktur?
Neden, Semah yoktur?
Neden, Kırklar yoktur? vs. vs. vs.
Inanç ilkeleri bu kadar birbirine zıt, birbirine ters düşen bir zemin üzerinde nasıl birlik ve beraberlik olabilir ki? Bazı Alevi mensupları, bunu denemekteler ve görüyoruz ki bu birlik ile beraberlik sadece çıkar, menfaata dayalıdır. Çıkar ve menfaat doğrultusunda yapılan bir Alevilik, Muhammed Ali Aleviliğini bağlamaz. Çünkü Alevilik, çıkar için değil Hakk yolunda; Dört Kapı Kırk Makam aşamalarından geçip olgun, Kamil-i Insan olma amacı yer almaktadır.
Alevilerin üzerinde, korkunç ve çirkin bir oyun oynanmaktadır. Bu oyun, milliyetçilik oyunudur. Dolayısıyla Aleviler, milliyetçilik kıskacındadırlar. Arap milliyetçiliği(Sünni/vahibilik), Fars milliyetçiliği(Caferi/Şiilik), Kürt milliyetçiliği(Zerdüştlük) ve Türk milliyetçiliği ise(Sünnileştirme). Aleviler konusunda, hepsinin amacı birdir; Aleviliği, amaçları için basamak olarak kullanmaktır. Dış ambalaj, Alevi ve içi ise, başka ameller yatmaktadır.
Alevi ve Şii ortak noktaları; Allahın birliğine, Muhammed Mustafanın peygamberliğine, Kuran-ı Kerim‘in kutsallığına inanmak ve Ehli Beyt sevgisidir. Başka inançsal olarak hiç bir organik bağı yoktur. Dolayısıyla Şii/Caferilik; Radikal islam şeriatına dayanır, Alevilik ise; Islami Tasavvuf ilmine dayanmaktadır.