"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Alevi inancında, semah ritueli

Semah, Arapça kökenli bir sözcük olup; Dinleme, dinleti, vs. manalarına gelmektedir. Tasavvuf dilinde, Allah ile ilahi alemle bütünleşmektir. Yani insanoğlunun kendi maneviyetiyle baş başa kalarak, maddi alemden uzaklaşıp mana alemine yapılan yolculuktur.
Alevi inancının temel ibadeti olan Cem ibadet erkanında, yerine getirilen on iki hizmetten biri de semah rituelidir. Semah, ibadet değildir fakat ibadetin bir ritüelidir. Cem erkanında kadın erkek eşliğinde yerine getirilen pratik rituellerin her biri, ayrı ayrı anlam ve öneme sahiptirler.
Bu anlamları özetlersek…
Eşitliği, turnalar gibi özgürce uçmayı, dünayanın döndüğünü, Allahtan alıp Allaha vermeyi, paylaşmayı, evrende her şeyin hareket halinde olduğunu ifade eder. Etrafında dönülen özdür. Bu öz ise, ilahi kudretin kendisidir. Bu anlam ve önemden ötürü semah, Alevi inancında önemli bir konuma sahiptir.
Dolayısıyla Pir Hünkar, semah; “Ariflerin aleti, muhiplerin ibadeti, taliplerin maksusdur. Bizim semahımız oyuncak değil, ilahi bir sırdır. Bir kimse ki, semahı oyuncak sayar o cahildir“ buyurmuştur. Ilahi bir sırdır denilmektedir ve Ilahi sır, sadece Allaha mahsustur.
Semahın, Alevi inancında büyük bir yeri vardır
Inançsal sözcük anlamı; Yükseliş, kendi kendini aşmak, kendinde yolculuk yapmak, Allaha yakınlaşmak, günahlardan arınmak anlamlarına gelir. Alevi Cem erkanında da, öyle kabul edilir.
Dikkat edilmesi gereken bir husus, semah ile sema ibadet rituellerinin birbirine karıştırılmamasıdır. Sema, Mevlevilerde yapılan bir ibadet rituelidir. Müzik aleti ise, neydir. Alevi inancındaki semah ibadet ritueliyle, hiç bir alakası yoktur.
Miracdan sonra batın alemde yani ruhlar aleminde gerçekleşmiş olan Kırklar Meclisine uğrayan Muhammed Mustafaya, Selman-i Farisi tarafından bir engür yani üzüm tanesi tanesi ikram edilir ve bu engür tanesinin, Muhammed Mustafa tarafından Gayb Erenlerine pay edilmesi istenilir.
Selman şeydullahtan geldi, Hu deyip içeri girdi,
Bir üzüm tanesini koydu, Selmanın keşkullahına.
Kudretten bir el geldi, ezdi bir engür eyledi.
Hatemi parmakta gördü, uğradı bir müşkül hale.
Ol şerbetten biri içti, cümlesi de oldu hayran.
Müminler üryan büryan, hep girdiler semaha.
Cümlesi de el çırpıben, dediler ki Allah Allah!
Muhammed bile girdi, Kırklar ile semaha.
Muhammedim coşa geldi, Tacı başından düştü,
Kemeri kırk pare oldu, hepsi Sardı Kırklara.
Muhabbetler galip oldu, yol erkan yerini aldı,
Muhammede yol göründü, hatırları oldu sefa.
Hz.Muhammed Mustafa, bu engür tanesini Cebrailin getirdiği tabağın içinde ezerek. elde ettiği engür suyundan, şerbetten yani demden nasibini alan Gayb Erenleri yani Kırklar mest olur ve „ya Allah“ deyip dönmeye başlamalarıyla, semah ibadetinin temeli atılmıştır.
Büyük bir çoşku yani vecd halinde dönerken, Muhammed Mustafanın başından sarığı düşer kırk pare olur. Kırkların her biri, bir parça bellerine bağlayıp Kemerbest olurlar. Bele bağlanan Kemer, Muhammed Mustafaya verilen ikrarı ve bağlılığı sembolize eder. Bu ikrar, Allaha verilen ikrardır, teslimiyettir.
Işte Semah ritueli, kemer bağlama, ikrarbend olmak Kırklar meclisinde başlamış ve Semahın kaynağı, Ruhlar aleminde gerçekleşmiş olan „Kırklar Cemi“ne dayanır.
Burada sunulmuş olan üzüm tanesi, gerçek manada yani batıni anlamda Hakk kelamını, ilmini sembolize eder. Yoksa bilinen üzüm suyu değildir. Ancak üzüm suyu, Zahiri manada sembolik bir ifadedir. Çünkü Ruhlar aleminde, yiyecek ve içecek söz konusu değildir.
Dolayısıyla Peygamberler, Batıni ilim manalarını beşer insanlara anlatırlarken Zahiri alemden örnekler vererek anlatırlar ki anlıyabilsinler.
Kırklar topluluğu meclisi, aynı zamanda cümlesinin Hakk ile Hakk olmuş gayp erenlerinin Kutb-i Hakikat meclisidir. Kırklar meclisi, Alevi inancının temelini oluşturmaktadır.