Kainattın varoluşu, sayısızca unsurların birleşiminden veya bir araya gelmesinden ibarettir. Ancak kainatın varoluşunu sağlayan ve bu sayısızca unsurların bir araya getiren ve birleşimini sağlayan ortak hususiyetler; Hava, Su, Ateş ve Topraktır. Dolayısıyla canlı varlıkların yaradılışı ve yaşamı, bu dört anasırdan ibarettir.
Dünyevi alemde, insan aklının gücüyle yaratılmış olan Arabayı örnek alalım. Arabanın kendisi yüzlerce parçanın ve sistemin bir araya getirilerek oluşmuştur. Arabayı oluşturan her bir parçanın görevi ve önemi tabii ki gözardı edilemez ancak kullanıcı açısından bakıldığı zaman, Arabanın motoru ve direksiyonu öne çıkmaktadır.
Dolayısıyla Kainatı oluşturan unsurlardan Hava, Su, Ateş ve Toprak öne çıkmaktadır. Çünkü insanları yakından ilgilendiren, etkileyen, göze çarpan ve varoluşun özünü teşkil eden bu dört anasırdır.
Aynı zamanda felsefi düşüncenin ilk temelini oluşturan, bu dört anasırdır. Çünkü kimi insanlar Kainatın özünü Sudan, kimine göre Havadan, kimene göre Ateşten, kime göre Topraktan ve kimine göre de bu dört anasırdan ibaret olduğunu ifade etmişlerdir.
Din alimleri de, yaradılışın özü bu dört anasırdan ibaret olduğu üzerinde durmuşlardır. Bu büyük sanatın mimarı Allah olduğunu ve yaradılanın Allahın kendi özünden yarattığı ve Ondan başka birşey olmadığı inancı hakim olmuştur.
Alevi inancında, Kainatın varoluşunda esa olan anasırlar; Hava, Su, Ateş ve Topraktır. Bir insanın kemalete, olgunluğa ulaşmasının anasırları; Şeriat, Tarikat, Marifet ve Sırr-ı Hakikat kapılarıdır. Diğer bir deyimle Dar-ı Mansur, Dar-ı Fazlı, Dar-ı Nesimi ve Dar-ı Fatma anasırlarıdır.
Yani Kinatın tamamlanışı Hava, Su, Ateş ve Toprak anasırlarla mümkündür. Kamil Insanın tamamlanışı ise, Dört Kapı Kırk Makam ilim irfanı ve dört Dar anasırlarında arınıp pak olmakla mümkündür.
Sonuç itibariyle Araba örneğinde nasıl ki Arabayı oluşturan parçalar insan aklının ürünüdür, Kainattaki tüm yaradılışlar da Allahın ilahi kudretinin ürünüdür. Tüm yaratıklar, birbirini tamamlar ve aynı zincirin halkalarıdır.
Bir halka koptuğu zaman zincir yine aynı zincirdir fakat zincirde bir eksiklik ve azalma söz konusudur. Diğer bir deyimle insanın bir kolu koptuğu zaman, insan aynı insan fakat o insanın bir tarafı eksiktir.
Dolayısıyla Allahın ilahi adaletinde, tüm yaratıklar birbirine muhtaç ve birbirinden sorumlu kılmıştır. Bunun özünde yatan gerçek ise, birbirini sahiplenmek ve sahip çıkma amacı yatmaktadır.