Söz konusu mezhep önderleri, islam dinine hizmet etmiş ve söz konusu mezhepler, zatların Hakka yürümesinden daha sonraları müritleri tarafından kurulmuştur.
Mezhep kelimesi Arapça kökenlidir ve Türkçesi de; Takip edilen, görüş, yol, manalarına gelir. Işin gerçek yönü ise: Mezhepler zaten, Muhammed Dolayısıyla Şahı Merdan Ali zamanında yoktu. Yani islam dinini anlatmak için, başka bir yardımcı yola ihtiyac yoktu. Çünkü bu görevi, islam dininin kurucusu Muhammed ve öğreticisi, savunucusu olan Şahı Merdan Ali vardı. Mezhepler tarihi, Muhammed Mustafanın 632 yılında dünyasını değiştirmesiyle başlamıştır.
Ehli Sünnet(Sünni) mezhepleri; Hanefi, Şafii, Maliki ve Hanbeli mezheplerinden oluşur. İmam Azam(büyük Imam) lakabıyla anılan Ebu Hanifedir. Bu dört kişi İmam Cafer-i Sadık ilmiyle yetişmiş zatlardır. Bu dört kişi hiç bir şekilde, ne İmam Cafer-i sadıka karşı ve nede Ehli Beyte karşı herhangi bir yanlış durumda bulunmuşlardır. Tam aksine İmam Cafer-i Sadıka, her daim bağlılıklarını ifade etmişlerdir. Dört mezhep olayı, onların ölümünden sonra, kendi müritleri tarafında kurulmuştur.
Bilgimiz dailinde olduğu gibi Islamda dininde, mezhep diye bir hadise yoktur. Insanların, zamanla çıkardıkları bir hadisedir. Tek din vardır, o da islamdır. Islam dininin destekleyici başka mezheplere, tarikatlara ihtiyacı yoktur.
Neden yoktur?
Bakalım Kuran, mezhepçilik konusunda ne diyor;
Ali Imran Suresi, Ayet 103
Hep birlikte Allahın ipine yapışın, fırkalara bölünüp parçalanmayın; Allahın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Birbirinizin düşmanı idiniz, Allah kalplerinizi uzlaştırıp kaynaştırdı da Onun nimeti sayesinde kardeşler haline geldiniz. Ateşten bir çukurun kenarında idiniz; Sizi oradan kurtardı. Allah size ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki, doğruya ve güzele yol bulasınız.
Şahit olduğumuz gibi; Tek bir Allah varsa, kelamı doğru ve açık kapısı yoksa, o zaman mezhep diye bir olay yok demektir. Buna rağmen birileri var diyorlarsa, o zaman Muhammed hangi mezheptendir?
Veya kabul edelimki başka bir dinden biri, islam dinine girmek istiyorum dese, hangi mezhepten islamı kabul edeceksin diye mi soracaksınız? yahutta kura ile mi? Şansa, ne çıkarsa mı diyeceksiniz?
Dolayısıyla islam diniyle bağdaşmayan bu tür uyduruk yaklaşımlar, Hakk ve Hakkın hakikatiyle bağdaşmıyor. mezhepcilikle dini bölüp, din terörü haline getiren putperest din tücarlarının oyunlarına gelmeyelim ve birilerinin gelenek, göreneklerini dinin esaslariymiş gibi insanlara dayatanlara da bu fırsatı vermeyelim.