Ebu Müslim bu yılda Seffaha mektup yazıp haccetmek maksadıyla Mekkeye gelmek için izin istedi, zira Horasan hakimi olduğundan bu yıla kadar oradan ayrılmamıştı. Seffah da cevap olarak beş yüz kişiyle gelmesini emretti. Ebu Müslim Seffaha yeniden bir mektup yazarak: “Ben ora halkına kötülük yapmıştım, bu münasebetle kendimi güven içinde hissetmiyorum.” dedi. Bu sefer Seffah: “Bin kişi ile gel. Sen kendi bölgende güç ve otorite sahibisin, ancak hac yoluna çok kalabalık bir kuvvetle gelmek uygun değildir. ” diye cevap gönderdi.
Ebu Müslim, sekiz bin kişilik bir kalabalıkla yola çıktı. Reyle Neysabur arasında askerlerini iki gruba ayırdı, mal ve hazineler getirip onları Reyde bıraktı. Aynı şekilde Cebelin mallarını da topladı. Bin kişi ile Mekkeye geldi. Seffah kumandanlarına ve halka Onu karşılamalarını emretti. Bu şekilde Ebu Müslim Seffahın huzuruna girdi, Seffah Ona iyi davranıp saygı gösterdi. Sonra Ebu Müslim Seffahtan haccetmesi için izin istedi, Seffah da izin verdi ve: (Kardeşi Mansuru kastederek) “Eğer Ebu Cafer hac niyetiyle gelmiş olmasaydı seni hac emirliğine tayin ederdim.” dedi ve Onu yakımnda bir yere yerleştirdi.
Ebu Caferle Ebu Müslimin araları açıktı; çünkü Seffah işler nizama sokulduktan sonra Ebu Caferi Horasana gönderirken Ebu Müslimin Horasana tayin emriyle önce Seffaha ondan sonra da kendisine beyat emrini de beraberinde götürmüştü.
Ebu Müslimin kendisi ve Horasan halkı her ikisine de beyat ettiler, fakat Ebu Müslim Ebu Caferi küçümsedi. Ebu Cafer de geri dönünce Seffaha Ebu Müslimin durumunu anlattı. Bunun üzerine Ebu Müslim gelince de Ebu Cafer Seffaha: “Beni dinle de şu Ebu Müslimi öldüreyim. And olsun ki, Onun başında bir bela var.” dedi. Seffah da: “Sen Onun belasını ve neticenin ne olacağını bilmişsindir.” diye karşılık verdi. Ebu Cafer de Seffaha:
“Onun yaptıkları ancak devletimiz sayesinde mümkün olmuştur. Allaha and olsun ki, şayet sen bir kedi gönderseydin Onun yaptıklarını bu dahi yapardı.” deyince, Seffah: “Onu nasıl öldüreceğiz.” diye sordu. Ebu Cafer: “Senin huzuruna gelip konuşmağa başladığınızda arkasından vuracağım bir darbe ile öldürürüm.. ” dedi. Seffah yine sordu: “Peki arkadaşlarından nasıl kurtulacaksın? Onları ne yaparsın?” dedi. Ebü Cafer bu soruya da şöyle cevap verdi:
“Ebü Müslim öldürülürse adamları dağılır, perişan olurlar.” Bunun üzerine Seffah Ebü Müslimin öldürülmesini emretti, Ebü Cafer de bu emir üzerine derhal dışarı çıktı. Daha sonra Seffah bu düşüncesinden dolayı pişman oldu ve Ebü Cafere bu işten vazgeçmesini emretti.
Ebü Cafer daha önce Harranda idi. Oradan Enbara yürüdü. Seffah da orada Onunla beraber idi. Harrana Mukatil bin Hakim el-Akkiyi emir tayin etti.
Ebü Cafer bu yıl Hac Emiri idi, Ebü Müslimle ikisi birlikte haccettiler. Ömer bin el-Hattabın azatlısı olan Zeyd bin Eşlem bu yıl vefat etti.