Sonra Ebu Hamza Medinelilere veda etti ve şöyle dedi: “Ey Medineliler!
Biz Mervanla savaşmağa gidiyoruz, eğer zafer kazanırsak kardeşlerinize adaletle muamele edeceğiz, onları peygamberinizin sünnetine yönelteceğiz. Sizin temenni ettiğiniz şey başımıza gelirse Zulmedenler yakında hangi dönüş yerine döneceklerini bileceklerdir.” (Şuara, 227).
Sonra Şama doğru yürüdü. Bu esnada Mervan askerlerinden dört bin atlı seçip başlarına Hevazin Kabilesinin Saad kolundan Abdülmelik bin Muhammed bin Atıyyeyi geçirmiş, süratli ve vakarlı bir şekilde yürümelerini, Haricilerle savaşmalarını, galip geldikleri takdirde Yemene kadar ilerleyip Talibül-Hakk Abdullah bin Yahya ile savaşmalarını emretmişti.
ibn Atiyye yola çıktı ve Vadil-Kurada Ebu Hamza ile karşılaştı. Ebu Hamza adamlarına: “Onları sınayıncaya kadar savaşa başlamayın.” dedi. Hariciler: “Kuran ve onu uygulama konusunda görüşünüz nedir?” diye seslendiler. ibn Atiyye: “Çuvala koyarız.” diye cevap verdi. “Yetim malı konusunda ne dersiniz?” diye sordular, “Malını yeriz, anasıyla günah işleriz.” diye cevap verdiler. Bir takım sorular dahil sorup cevaplarını aldıktan sonra savaşa başladılar. Akşam olunca: “Ey ibn Atiyyel Sana yazıklar olsun! Allah geceyi dinlenme ve sükunet vakti olarak nitelendirdi, sen de harbi bırak.” dediler. O bunu kabul etmeyerek savaşa devanı etti. Ebu Hamza yenildi, adamlarından çoğu öldü ve Medineye döndüler. ibn Atiyye peşlerinden takip etti ve onları öldürdü, sonra da bir ay süre ile Medinede kaldı.
Ebu Hamza ile beraber öldürülenler arasında Medineli Abdülaziz el-Karı el-Medeni en-Nahvi de vardı. Harici mezhebinden olduğunu gizlerdi. Ebu Hamza Medineye girince Ona katılmıştı. Hariciler öldürülürken o da öldürüldü.