Bu yılda Abdullah bin Muaviye bin Abdullah bin Cafer bin Ebi Talip Küfede ortaya çıkarak kendisi için propaganda yaptı.
Bunun sebebi şudur:
Abdullah bin Muaviye Küfede Abdullah bin Ömer bin Abdülazizin yanına gelmişti. Abdullah bin Ömer Ona ikramda bulundu ve hediyeler verdi. Ayrıca kendisine ve kardeşlerine her gün için üç yüz dirhem tahsis etti. Onların bu hali Yezid bin Velid ölünceye kadar devam etti. Halk kardeşi ibrahim bin Velide, sonra da Abdülaziz bin Haccac bin Abdülmelike beyat etti. Halkın bunlara beyatları Kufede Abdullah bin Ömere ulaşınca bura halkı da beyat etti. Abdullah bin Ömer atiyyesini artırdı ve bu iki kişiye halkın beyatını her tarafa duyurdu. Buralardaki halktan da beyat geldi. Abdullah bin Ömer daha sonra Mervan bin Muhammedin beyat etmeyip ibrahim ve Abdülazize gitmek üzere Şama doğru çıktığını haber aldı, bu sebepten dolayı Abdullah bin Muaviyeyi yanında tuttu ve Ona verilen parayı artırdı. Mervan bin Muhammed ibrahim bin Vellde karşı başarılı olursa kendisiyle birlikte Mervana karşı savaşmak için Abdullah bin Muhammedi hazırladı, bu yüzden de halkın huzuru bozuldu.
Mervan Şama gelerek ibrahimi yendi. ismail bin Abdullah el-Kas ri mağhlp oldu ve Kufeye kaçtı. ibrahimin ağzından Ktife Valiliği hakkında uydurma bir mektup yazdı ve Yemenlileri toplayarak bunu onlara bildirdi. Yemenliler Ona katıldılar, Abdullah bin Ömer ise karşı çıkarak Onunla savaştı.
Mervan durumu bu haliyle görünce, ortaya çıkıp rezil olmak ve öldürülmekten korktu. Arkadaşlarına: “Ben kan akıtılmasından hoşlanmıyonım, onun için siz elinizi bu işten çekiniz.” dedi. Onlar da bunun üzerine bu işten vazgeçtiler. Daha sonra ibrahimin ortaya çıkış ve kaçış hadisesi zuhur etti ve halk arasında, kavrrıiyetçilik vuku buldu.
Kavmiyetçiliğin sebebi ise şudur: Abdullah bin Ömer Mudar ve Rabia kabilelerine bolca ihsanda bulunmasına karşılık Cafer bin Nafı bin Kaka bin Şur ez-Zühli ile Teyınül-Lat bin Salebeden Osman bin Hayberiye ise bir şey vermedi. Bunların ikisi Rabia Kabilesinden idi. ikisi çok kızdılar. Sümame bin Havşeb bin Rüveym eş-Şeybani de bu olaya çok kızanlardandı. Bunlar Hirede Abdullah bin Ömerin yanından çıkarak Ktifeye gittiler. Burada: “Ey Rabiaoğulları!” diye bağırdılar. Bunun üzerine Rabia Kabilesi toplandı ve aslanlar gibi kükrediler.
Bu haber Abdullah bin Ömere ulaşınca onlara kardeşi Asımı gönderdi. Asım onlar Deyr-i Hindde iken yanlarına geldi ve kendisini aralarına atarak şöyle dedi: “işte bu elim sizinle beraberdir, buyurun hakemlik yapın.” Bunun üzerine utandılar, geri döndüler, Asıma saygı gösterip teşekkür ettiler. Akşam olunca Abdullah bin Ömer, Ömer bin el-Gadban bin el-Kabaseriye yüz bin dirhem gönderdi, O da bunu kabilesi Hemmam bin Mürre bin Zühel eş-Şeybanioğulları arasında dağıttı. Sümame bin Havşebe de yüz bin dirhem gönderdi, bu da bunları kabilesine dağıttı. Cafer bin Naife ve Osman bin el-Hayberiye de birer miktar mal gönderdi.
Şiiler Abdullah bin Ömerin zaafını görünce bundan istifade ettiler ve halkı Abdullah bin Muaviyeye davet ettiler. Mescitte toplanıp ayaklandılar. Abdullah bin Muaviyeye gelip Onu evinden çıkararak hükümet konağına soktular. Asını bin Ömerin de hükümet konağına girmesine engeloldular. O da Hiredeki kardeşinin yanına vardı. Kufeliler gelip ibn Muaviyeye beyat ettiler. beyat edenlerin içinde Ömer bin el-Gadban, Mansur bin Cumhur, Halidin kardeşi ismail bin el-Kas ri de vardı. insanların Ona beyat etmesi günlerce sürdü. Medain ve Nil deltası halklarının da beyatı geldi, böylece insanlar Onun etrafında toplandılar. Hirede Abdullah bin Ömerin huzuruna çıkıldı ve Ona: “ibn Muaviye halkın içine geldi.” denildi. Bir müddet başını önüne eğdi ve konuşmadı. Sonra ekmekçi başı gelerek yemek vakti geldiğini bildirdi. Abdullah yemeğin hazırlanmasını emretti. Yemek hazırlandı, o ve beraberindekiler üzüntüsüz olarak yemeği yediler.
Halk ibn Muaviyenin saldırıya geçeceğini bekliyordu. Abdullah bin Ömer yemeğini bitirince mal çıkarttı ve bunu komutanları arasında dağıttı, sonra kendisinin bereketini umduğu ve ismini uğurlu saydığı bir kölesini çağırdı. Bu kölenin ismi ya Meymun, ya Reyyah, ya Fetih ya da bereketli sayılan bir isim idi. Buna sancağı verdi ve şöyle dedi: “Bunu falan yere götür, dik ve dostlarını çağır, ben sana gelinceye kadar orada dur.” O da dediği şekilde yaptı.
Abdullah bin Ömer çıktı. Bir de ne görsün… ibn Muaviyenin beyaz elbiseli adamlarından dolayı her taraf bembeyaz. ibn Ömer bir Münadiye şöyle diyerek çağırmasını emretti: “Kim bir baş getirirse ona beş yüz dirhem.” Bir çok başlar getirildi, o da bunların karşılığını verdi.
Şamlılardan biri ortaya çıktı. Kasım bin Abdulgaffar el-icli de buna karşı çıktı. Şamlı Ona kim olduğunu sordu, O da kendisini tanıttı. Bunun üzerine Şamlı şöyle dedi: “Bekr bin Vailden bir adamın bana karşı çıkmayacağını zannederdim. Vallahi seninle vuruşmak istemem, lakin sana bir sözüm var:
Sana bildiririm ki, yanınızda Yemen halkından bir adam yoktur; ne ismail, ne Mansur, ne de bu ikisinden başkaları… Ancak ibn Ömer ve Mudar kabileleri mektuplaştılar, sizin ise ne elçiniz ne de yazışmanız olduğunu görüyoıum. Ben Kays Kabilesinden biriyim; eğer isterseniz, size mektubu ulaştırırını. Biz yarın sizin önünüzde olacağız, onlar ise o gün sizinle savaşmayacaklar. Bu haber ibn Muaviyeye ulaştı, O da bunu Ömer bin Gadbana haber vererek Ondan ismail, Manstir ve bunlardan başkasından sağlam bir garanti almasını işaret etti. Ertesi gürı sabah erkenden insanlar savaşmağa başladılar. Ömer bin Gadban, ibn Ömerin sağ cenahına hücum etti, yarılıp dağıldılar. ismail ve Manstir aniden Hireye gittiler. ibn Muaviyenin askerleri Ktifeye doğru çekildiler, ibn Muaviye ve yanındakiler hükümet konağına girdiler. Mudar ve Rabiadan sağ kanatta bulunanlarla ibn Ömerin askerlerinin karşısında olanlar kaldılar. Ömer bin el-Gadbana: “Biz insanların size bunu yapacaklarından emin değildik.” dediler ve çekildiler. ibnul-Gadban: “Öldürülünceye kadar buradan ayrılmayacağını.” dedi. Bunun üzerine yanında bulunanlar atının dizginini yakaladılar ve Onu Küfeye getirdiler. Akşam olunca ibn Muaviye onlara şöyle dedi: “Ey Rabialılar! insanların bize yaptığını gördünüz. Biz kanlarımızı omuzlarınıza bağladık (size güvendik); eğer siz savaşırsanız, biz de sizinle savaşırız. insanların size ve bize yardım etmediğini gördüyseniz, bizim ve sizin için güvence alınız.” Ömer bin el-Gadban şöyle dedi: “Biz ne sizinle beraber savaşırız, ne de sizin için kendi nefislerimize aldığımız gibi bir güvence ahrız.” Zeydller sokak başlarında ibn Ömerin askerleriyle günlerce savaştığı halde onlar da hükümet konağında günlerce oturdular.
Sonra Rabialılar ibn Muaviye, kendileri ve Zeydller için diledikleri yerlere gitmek üzere eman aldılar. ibn Muaviye Küfeden ayrıldı, Medainde konakladı. Sonra kendisine Küfe halkından bir grup geldi, O da onlarla beraber çıktı; Hulvan, CiMI, Hemedan, Isbahan ve Rey bölgelerinde galibiyetler elde etti. Küfe halkının kabilelerinden bir takım kimseler Ona karşı çıktılar. ibn Muaviye iyi bir şairdi. Şu beyitler Onundur:
Kardeşinin kınadığın davranışını sen de yapmayasın; Dediğini yapmayan bir kimsenin sözü de asla hoşuna gitmesin.