Velid öldürülünce Yezid Iraka Mansur bin Cumhuru vali tayin etti.
Yezid bu görevi daha önce Abdülaziz bin Harun bin Abdullah bin Dihye bin Halife el-Kelbiye teklif etmişti. Abdülazizin: “Eğer ordum olursa kabul ederim.” demesi üzerine Yezid Ondan vazgeçerek bu görevi Mansura vermişti. Mansur dindar birisi değildi, halkı kandırma ve Yusufun Halid el-Kasriyi öldürmesiyle ilgili Yezidin görüşlerini paylaşıyordu, bu yüzden de Velidin öldürülmesinde bulunmuştu. Yezid Mansuru Iraka vali tayin edince Ona şöyle dedi: “Allahtan kork. Velidi fıskı ve zulmü açık olduğu için öldürdüm. Sakın Onun öldürülmesine sebep olan işleri yapma.”
Yusuf bin Ömere Velidin öldürüldüğü haberi ulaşınca yanında olan Yemenlilere kızıp onları hapsetti, sonra da Mudariyyeli iki adamı peş pe şe hapisten salıverdi. Son salıverdiğine: “Durum kötüleşirse sence ne yapmalıyız?” dedi. O da: “Ben Şamlıyım, Şamlılar kime beyat” ederlerse ben de ona beyat ederim, onlar ne yaparlarsa ben de aynı şeyi yaparım.” diye cevap verdi. Yusuf Mudariyyelilerden aradığını bulamayınca Yemenlileri serbest bıraktı.
Mansur yola çıktı, Aynut-Temr denilen yere gelince Hirede bulunan Şamlı komutanlara Velidin öldürüldüğünü, kendisinin Iraka vali olduğunu, Yusuf ve adamlarının yakalanmasını yazdı. MansUr yazdığı mektupları Süleyman bin Süleym bin Keysana gönderdi ve komutanlara dağıtmasını emretti. Süleyman bu mektupları sahiplerine vermeyip Yusufa götürerek okuttu. Yusuf mektupları okuyunca şaşkına döndü ve Süleymana bu durumda ne yapılması gerektiğini sordu. Süleyman Ona: “Senin kendisi ile birlikte olup düşmanla çarpışacağın bir liderin olmadığı gibi, Şamlılar da seninle birlikte hareket etmezler. Seni Mansurdan koruyacak kimse de yok. Senin için Şamda kalma dışında hiç bir alternatif yok.” dedi. Yusuf: “Pekiyi, bunun hilesi nasıl olacak?” dediğinde Süleyman: “Sen zahiren Yezide itaat etmiş olursun ve hutbeni Onun adına okuyup dua edersin, Mansur yaklaşınca da benim yanımda kalarak kendi işi ile başa baş bırakırsın.” dedi. Daha sonra Süleyman Amr bin Muhammed bin Said bin el-Asa giderek Yusufun durumunu kendisine anlattı ve Yusufu saklamasını istedi, Amr da bunu kabul etti. Yusuf Amrın yanına gitti, Amr: “Yusufun Mansurdan korktuğu kadar hiç kimse bir başkasından korkmamıştır.” dedi.
Mansur Kufeye gelerek burada halka Velid ve Yusufu kötüleyen bir konuşma yaptı. Orada bulunan başka konuşmacılar da aynı şekilde Velid ve Yusufu kötülediler. Amr bin Muhammed Yusufa gelerek durum hakkında bilgi verdi, halkın eğer ele geçirirlerse kendisini Allah rızası için döveceklerini de Yusufa haber verdi. Amr Yusufun valilik hususundaki hırsına ve halkın kendisine kızmasına hayret etti.
Yusuf gizlice Kufeden ayrılarak Şama doğru yola çıktı. Belka denilen yerde konakladı. Yusufun Belkada olduğunu Yezid bin Velid haber alınca üzerine elli süvari gönderdi. Beni NÜffieyrden birisi Yusufa: “Ey ibn Ömer! Allaha yemin olsun, sen öldürüleceksin; bana itaat et, edersen korunursun.” dedi. Yusuf bunu reddetti. Aynı kişi: “Öyle ise benim seni öldürmeme müsaade et; seni şu Yemenliler öldürmesinler, onlar senin öldürülmen hususunda bize kızıyorlar.” dedi. Yusuf bunun üzerine: “Benim için senin söylediklerinin dışında başka bir çare yok.” dedi. Beni Numeyrli: “Bunları sen daha iyi bilirsin.” diye karşılıkta bulundu.
Yezid tarafından gönderilen atlılar Yusufu elde etmek istediler, fakat göremediler. Süvariler bunun üzerine oğlunu tehdit ettiler. Oğlu babasının tarlaya gittiğini söyledi. Atlılar Yusufun peşinden gittiler. Yusuf onların geldiklerini anlayınca ayakkabılarını da çıkararak kaçtı. Süvariler aramağa devam ettiler, nihayet kadınların arasında ele geçirdiler. Kadınlar Yusufun üzerine ipek bir örtü atarak saklamışlar ve kederli imişler gibi gözükerek oturmuşlardı. Süvariler Yusufun ayağından çekip çıkardılar. Bir muhafız üzerine atlayarak sakalını yoldu. Sakalı uzun, boyu kısa birisi idi. Yusuf Yezidin huzuruna getirilince göbeğine kadar uzayan sakalından tutarak: “Ey Müminlerin emiri! Vallahi, sakalımı birisi yoldu ve hiç bir kıl bırakmadı.” dedi. Yezid, Yusufun hapsedilmesini emretti, Yusuf Hadrilda hapsolundu. Burada kendisine biri gelerek: “Daha önce kendilerine zulmettiğin kişilerin seni taşa tutmalarından korkmuyar musun?” dedi. Yusuf: “Bunu düşünmedim.” diye cevap verdi. Yezide haber göndererek daha kötü olsa bile kendisinin Hadra dışında bir yerde hapsedilmesini istedi. Yezid Yusufun hamakatına şaştı, başka bir yere naklederek burada Velidin iki oğluyla birlikte hapsetti. Yusuf Yezid zamanında ve iki ayan gün de ibrahim zamanında hapishanede kaldı. Mervan Şama yaklaşınca Ebu-Esed Yezid bin Halid el-Kas ri onların öldürülmesiyle görevlendirildi.
Mansur bin Cumhur Recep ayında geldi, beytülmalin idaresini eline geçirdi, buradaki yiyecek malzeme ve diğer mallara el koydu. Amillerden ve haraç toplayan vergi memurlarından hapiste olanları serbest bıraktı. Irakta Yezide beyat aldı. Recebin geri kalan kısmı ile Şaban ve Ramazan aylarında burada kaldı ve daha sonra geri döndü.