"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Mervan bin muhammedin armenia ve azerbaycan valiliği

Hişam bin Abdülmelik bu yıl içerisinde amcasının oğlu Mervan bin Muhammed bin Mervanı Cezire, Azerbeycan ve Armenia Valisi yapmıştı.
Sebebi şudur;
Mervan Hazarlarla yapılan savaşlar sırasında Armeniada Meslemenin ordusunda yer alıyordu. Mesleme savaştan avdet edince Mervan, Hişamın huzuruna çıkmıştı. Hişam geliş sebebini sorunca Mervan: “Söylemeğe sıkılıyorum… Ayrıca o yükü benden başka çeken de yok!” demiş, bunun üzerine aralarında şu konuşma geçmiştir:
Hişam:

– Nedir o?
Mervan:

– Hazarların islam topraklarına gi9P Cerrahı ve başka Müslümanları öldürmeleri Müslümanları zayıflatmıştır: Sonra Müminlerin emiri kardeşi Mesleme bin Abdülmeliki göndermiştir. And olsun Mesleme Hazar topraklarının en aşağılarına adım atabilmiş, fazla içerilere gidememiştir. Ustelik onların çok sayıda oluşlarını görünce hoşlanmış, onlara savaş ilan etmiş ve kendisi bundan sonra üç ay yerinden ayrılmamıştır. Bu arada Hazarlar savaş için hazırlanıp toplandılar. Dahası, Mesleme ülkelerine girdiğinde onlara üstün gelme gibi bir kaygısı yoktu, tek düşündüğü barış idi. Bana savaş için izin ver de bu utancı üzerimizden kaldırayım ve düşmandan intikam alayım.
Hişam:

– Sana izin veriyorum.
Mervan:

– Bana yirmi bin savaşçıyı yardıma gönderebilir misin?
Hişam:

– Evet, göndereceğim.
Mervan:

– Konuştuklarımız aramızda kalacak, kimseye bahsetmeyeceksin.
Hişam:

– Kabul, seni Armeniaya vali tayin ediyorum.

Mervan Hişama veda edip vali olarak Armeniaya hareket etti. Hişam arkasından Şam, Irak ve Cezireden topladığı gönüllülerle sayıları iki yüz bini bulan kuvveti gönderdi.
Mervan “Lan” halkı ile savaşmak niyetinde olduğunu izhar ederek bunların ülkesine yöneldi. Hazar Meliki buna yanaşarak sulh anlaşması yapacak birini Mervana gönderdi. Mervan hazırlıklarını tamamlayıncaya kadar bu elçiyi yanında tuttu. Hazarlar hakkında ağır konuşarak savaş ilan etti, daha sonra Hazar elçisinin uzak yoldan gitmesini sağlamak amacıyla yanına birini katarak gönderdi. Kendisi de en yakın yoldan Hazarlara doğru yürüdü. Hazar elçisi tam varmıştı ki, Mervan askerleriyle göründü. Elçi, Mervanın harp ilan ettiğini ve çok sayıda askerle geldiğini haber verdi. Hazar Meliki arkadaşlarıyla istişare etti. Arkadaşları: “Bu adam sen orduyu toplayıncaya kadar yapacağını yapar. Bu halde karşısına çıkacak olursan da seni rahatlıkla hezimete uğratır. En uygunu ülkenin en uzak tarafına doğru çekilmek ve Onu yapacağıyla baş başa bırakmaktır.” dediler.
Hazar meliki arkadaşlarının görüşüne uyarak söyledikleri tarafa doğru çekildi.

Mervan Hazar ülkesinin içlerine kadar ilerleyerek baştanbaşa yakıp yıktı. Ganimet ve esir aldı. Bunlardan intikam almak ve iyice zelil etmek için orada bir kaç gün daha kaldı. Serir Melikinin ülkesine girerek kaleler fethetti. Melik Mervana boyun eğerek bin baş, beş yüz uşak, beş yüz siyah saçlı cariye, Baba getirilecek yüz bin müd (Şam ve Mısırda on dokuz saa denk gelen bir ölçü birimi) üzerine sulh yaptı.
Mervan Tumanlılar ile de yüz baş ve yirmi bin müd üzerine anlaştı, sonra Zirikiran topraklarına girdi. Zirikiran Meliki Mervan ile sulh yaptı. Oradan Hamzin topraklarına geçti. Hamzin meliki sulh yapmak istemeyince Mervan onları kuşatma altma alarak kalelerini fethetti. Suğdana geçerek orasını sulh yoluyla ele geçirdi. Tireşanşaha her yıl Baba kadar getirilecek on bin müdlük bir haraç yüklendi. Daha sonra Lekz Melikinin kalesine yakın bir yerde konakladı. Bunlar haraç ödemek istemediler. Lekz Meliki yardım istemek amacıyla Hazar Melikine gitmek için çıkınca bir çoban kim olduğunu bilmeden kendisini okla öldürmüş, bunun üzerine Lekz halkı Mervanla sulh yapmıştır. Mervan oraya bir amil tayin ederek deniz kenarında bulunan Şervan Kalesine yürümüş, kale halkı isteyerek boyun eğmişlerdir. Son olarak Dudaniyyeye gitmiş ve geri dönmüştür.

Bu yıl içerisinde Muaviye bin Hişam, Saife-i yüSr3. ile savaşmıştır.

Yine bu yılda Abdulalh bin Battal ile Kostantin karşılaşmışlar, Battal onları hezimete uğratarak Kostantini esir etmiştir.
Süleyman bin Hişam da Saife-i Yümna ile bu yılda savaşmış ve Kaysariye (Kayseri)ye kadar gelmiştir.
Hişam bin Abdülmelik, ibrahim bin Hişam Mahzümiyi bu yılda Memelik bin Haris bin Hakemi tayin etmiştir. ibrahimin karısı sekiz yıl Medineyi idare etmiştir. Hişam, ibralıimin Mekke ve Taifdeki görevine de son vererek buralara da Muhammed bin Hişam Mahzümiyi vali yapmıştı. (Muhammedin 113 yılında vali tayin edildiği de söylenir.)

Bu yıl içerisinde Vasıt şehrinde bir veba salgını vukua gelmiştir. Mesleme Hakanı hezimete uğratıp oraları sağlama bağladıktan sonra geri gelmiştir.
Bu yıl hac emirliğini Halid bin Abdülmelik bin Haris yapmıştır. (Muhammed bin Hişamın yaptığı da söylenmiştir.)
Amiller bir önceki yıl adı geçenlerdir. Değişenler şunlardır: Medine aliliğine Halid bin Abdülmelik, Mekke ve Taife Mufammed bin Hişam, Armenia ve Azerbaycana Mervan bin Muhammed getirilmiştir.
Bu yılda ölen şahsiyetlerden bazıları şunlardır: Ata bin Ebi Rebah (seksen sekiz yaşında, bir rivayete göre yüz yaşında), Muhammed bin Ali bin Hüseyn Bakır (yetmiş üç yaşında, bir rivayete göre elli sekiz yaşında), Hakem bin Uteybe bin Nehhas Ebu Muhammed (Kinde soyundan bir kadının azatlısı, 50 yılında doğmuştur), Merv kadısı Abdullah bin Büreyde bin Husayb Eslemi
Ömer bin Hattabın hilafetinin üçüncü yılının bitiminde doğmuştur.)