Haccac Ubeydullah bin Ebi Bekreyi 78 yılında Sicistana tayin edince bir yıl süreyle gaza yapmadı. Rutbil barış antlaşması yapmıştı ve haraç ödemekte idi. Ancak haraç ödemekten vazgeçmiş olması da muhtemeldir. Bu bakımdan Haccac Ubeydulaha haber göndererek Rutbil ile çarpışmasını ve ülkesini eline geçirmeden, kalelerini yıkmadan, askerlerini de zincire vurmadan geri dönmemesini emretti.
Ubeydullah bunun üzerine Basra ve Küfe halkından oluşan askerleriyle yola koyuldu. Küfelilerin komutanı Alinin arkadaşlarından olan Şureyh bin Hani idi. Ubeydullah Rutbilin ülkesine girdi ve pek çok ganimet aldı, bazı kaleleri yıktı, bir bölgesini de eline geçirdi. Rutbilin etrafındaki Türkler bölgeleri bir bir terk edip geri çekildiklerinden Ubeydullahın adamları sonunda Rutbilin ülkesinin oldukça içlerine kadar vardılar ve başşehirlerine on sekiz fersahlık bir mesafe kadar yaklaştılar. işte bu sırada bütün yol ve geçitler Müslümanlara kapatıldı. Böylelikle Müslümanlar onların ellerine düşmüş oldu ve adeta yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldılar. Bunun üzerine Ubeydullah kendilerinin dışarıya çıkmalarına imkan vermeleri karşılığında yedi yüz bin dirhem vermek suretiyle onlarla barış yaptı.
Şureyh Ubeydullahla karşılaştığında: “Barış için ne verirseniz sultanlar bunu maaşlarınızdan keserler. Uzun bir zamandır şehitlik isteyip durdum, fakat bir türlü elime geçiremedim. Bugün de kaçıracak olursam artık ölünceye kadar elime geçiremem.” dedikten sonra şöyle devam etti: “Ey Müslümanlar, haydi, düşmanınıza karşı birbirinizle yardımlaşınız!” Ubeydullah: “Sen bunamış bir yaşlısın.” deyince Şureyh şöyle karşılık verdi: “Hayır, fakat sen: “Bu Ubeydullahın bostam, bu da hamamıdır.” denilmesiyle yetinen bir kimsesin.” ve: -Ey Müslümanlar! Şehit olmak isteyen yanıma gelsin.” diye seslendi. Sayıları çok olmayan ve gönüllü olarak savaşa iştirak etmiş bazı kişiler ve bir takım süvarilerle bir kısım koruma görevlileri ona katıldılar. Ölünceye kadar çarpıştılar ve aralarından çok az sayıda kişi kurtuldu.
Şureyh Recez vezninde şöyle diyordu: Yaşlılıktan çeken kederli biri oldum. Müşrikler arasında yıllar yaşadım, inzar edici Peygambere kavuştum; Ondan sonra Sıddıka ve Ömere, Mihran Gününe ve Tüstere, Sıffine ve Nehere, Müşakkar ile Bacumeyraya; Heyhat, böyle uzun bir ömre…
Ubeydullah, Şureyhle savaşa girip de kurtulanlarla birlikte Rutbilin ülkesinden çıktı. Müslümanlar onlara yiyecekler ikram ederek karşıladılar. Aşırı açlık çektiklerinden dolayı doyasıya yiyen hemen ölüyordu. O bakımdan bu konuda dikkatli davranmağa başladılar. Rahatlıkla yiyebilecek duruma gelinceye kadar kendilerine azar azar yağ yedirilmeğe başlandı. HaCCek durumu haber alınca Abdülmelike mektup yazarak vaziyeti bildirdi ve KUfelilerle Basralılardan kalabalık bir ordu hazırlandığını belirterek Rutbilin ülkesine bu orduyu göndermek için izin istedi.
Bu yıl içerisinde Şam halkı çok şiddetli bir veba salgınına yakalandı.
Neredeyse kökten silineceklerdi. O bakımdan söylenildiğine göre, bu sene Şamdan kimse gazaya çıkmadı.
Bu yıl içerisinde Bizanslılar Antakyalılara hücum ettiler ve onlara karşı zafer kazandılar.
Şüreyh bin Haris bu yıl kadılık görevinden affedilmesini istemiş, Haccik da istifasını kabul ederek yerine Ebu Musanın oğlu Ebu Bürdeyi getirmişti.
Bu yıl da hac emirliğini Medine valisi olan Eban bin Osman yaptı. Irak ve bütün doğu illerinin Valisi Haccac bin Yusuf idi. Basra Kadısı Musa bin Enes idi.
Mahmud bin er-Rabi bu yıl vefat etti. Künyesi Ebu ibrahim olup Resulallah hayatta iken dünyaya gelmişti.
Abdullah bin Mesudun oğlu Abdurrahman da bu yıl vefat etti.