Halid, Enbardaki işleri bitirdikten sonra oraya ez-Zibrikan bin Bedri bırakarak Aynut-Temr üzerine yürüdü. Aynut-Temrde, Behram Çübinin oğlu Mihran, iranlılardan büyük ve kalabalık bir asker grubu ile birlikte bulunuyordu. Diğer taraftan Ebu Akkanın oğlu Akk da Araplardan Nemr, Tağlib, iyad ve başka kabilelerden büyük bir topluluğun başında olduğu halde iran ordusu ile beraber bulunuyorlardı. Halidin yaklaşmakta olduğunu işitince Akka, Mehrana: “Araplar, Araplarla savaşmayı daha iyi bilirler. Bu bakımdan Halidi bize bırak” deyince, Mehran: “Doğru söylüyorsun” dedi. “Sizler Araplarla savaşmayı daha iyi bildiğiniz gibi Acemlerle savaş konusunda da bizim gibisiniz.” diyerek Onu aldattı ve kendisini böylelikle savaşın tehlikelerinden korumuş oldu. Sonra Ona: “Bize ihtiyacınız olursa size yardımcı oluruz” dedi. Mehranın çevresinde bulunan Farslılar bu sözlerinden dolayı Onu kınayınca, onlara: “Sizler krallarınızın öldürülmesi dolayısıyla çok büyük durumlarla karşı karşıya bulunuyorsunuz. Artık kılıçlarınızın keskinliği körelmiş bulunuyor. Ben, bu tehlikeyi onlarla savmış oldum. Eğer bu sizin lehinize ve Halidin aleyhine sonuçlanırsa bu işten siz yararlanırsınız; yok, başka türlü olursa, sizler Halidin ve askerlerinin yanına vardığınızda onlar yorulmuş olacaklardır. Biz de gücümüz yerinde olduğu halde onlarla savaşırız.” diye cevap verince, çevresindekiler onun üstünlüğünü kabul ettiler.
Akka; Halidin üzerine yürüdü ve ordularıyla karşılaştılar. Halid, bizzat Akkanın üzerine, saflarını düzeltmekte iken hamle yaptı. Onu kucakladığı gibi esir aldı. Akkanın askerleri hiçbir çarpışma olmadan bozguna uğradılar ve büyük çoğunluğu da esir alındı.
Bu durumun haberi Mihrana ulaşınca, askerleri ile birlikte kaça-rak kaleyi bıraktılar. Akkanın bozguna uğrayan askerleri kaleye varıp sığındılar. Halid onlardan aşağıya inmelerini isteyince, onlar da Halidden eman istediler, Halid kabul etmedi. Bu sefer Onun vereceği hükme razı olarak kaleden indiler. Onları esir aldı ve Akkayı öldürdükten sonra onların da tümünü öldürdüğü gibi kalede bulunanları da esir ederek mallarını ganimet aldı. Oradaki kilisede incil öğrenen kırk tane çocuk buldu. Onları alarak bu konuda mihnete uğramış olanlar arasında paylaştırdı. Bu çocuklar arasında Muhammedin babası Sirin, Musanın babası Nusayr ve Osmanın kölesi Humran da vardı. Ebu Bekire fetih haberini ve humsu (yani ganimetIerin beşte birini) gönderdi.
Aynut-Temrde Sehmli Umeyr bin Riab öldürüldü. Ümeyr, Habeşistana hicret edenlerdendi. Ayrıca, en-Numanın babası olan ensardan Beşir bin Saad da orada vefat etti ve Umeyrin yanına defnedildi.