"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Fırat kıyısında bulunan ülleys olayı

Velece Günü Halid, Bekir bin Vaile mensup ve Farslara yardımcı olan hristiyanları öldürünce yine onların kavimlerinden olan hristiyanlar bu duruma kızmışlar ve iranlılara yazarakÜlleys denilen yerde başlarında Abdülesved el-icli olduğu halde toplandılar. Müslümanlar arasında Uteybe bin en-Nahhas, Said bin Murre, Furat bin Hayyan, Mezur bin Adiyy ile Müsenna bin Lahik hristiyanlara karşı en katı olanlardı. Erdeşır de Kaşinasada bulunan Behmen Cazeveyhe yazarak Ülleyste bulunan hristiyan Arapların yanına gitmeyi emretti. Behmen Cazeveyh onlara Cabanı gönderip kendisi gelinceye kadar savaşmamasını emretti. Behmenin kendisi de yapacakları konusunda danışmak üzere Erdeşırin yanına gitti. Hasta olduğunu görünce yanında bekledi. icl, Teymul-lat, Dubaya ve Cabir bin Büceyr hristiyanları ile Hire halkından olan çevredeki Araplar Cabanın etrafında toplandılar. Halid, Bekir hristiyanları ile diğerlerinin toplandıkları haberini alınca, onların üzerine yürümüş, fakat Cabanın yaklaşmakta olduğundan haberdar olamamıştı. Caban, Ülleysde görülünce Acemler ona: “Elimizi çabuk tutup hücum mu edelim, yoksa askerler yemeğini yesin ve onlara da toplantı halinde olduğumuzu farkettirmeyelim, sonra mı savaşalım?” diye sorunca, Caban: “Size ilişmezlerse siz de gevşek davranın” dedi. Pakat Cabanın dediğine kulak asmayarak sofraları kurdular. Halid ise onların yanına varıp yükleri indirdi. Ağırlıklar indirildikten sonra onlara doğru gidip Abdülesved, ibn Ebcer ve Malik bin Kays ile teke tek dövüşmeyi istedi. Aralarından ona karşı Malik çıktı. Halid Onu öldürdü. Bu sefer Acemler yemeklerini alelacele bırakınca, Caban onlara: “Ben size dememiş miydim ki, Allaha yemin olsun, hiçbir ordunun öncü kuvvetinden bundan korktuğum gibi korkmuş değilim”, deyip şu talimatı verdi: “Yemeğinizi yiyemediyseniz ona zehir katınız. Zaferi kazanırsanız bu sizin için en basit bir zarar olur. Yok, onlar zafer kazanırsa bu yemeği yemekle yok olup gidecekler.” Fakat onunla beraber olanlar bunu yapmadılar. Şiddetli bir çarpışmaya tutuştular. Müşrikler Behmen Cazeveyhin geleceği ümidi ile daha bir sebat ediyorlar ve Müslümanlara karşı sabırla direniyorlardı. Bu sırada Halid: “Allahım, eğer sen bunları yenilgiye uğratacak olursan, onların kanları nehir gibi akıncaya kadar elime geçirdiğim herkesin boynunu uçuracağım” diye söylemişti. Farslılar yenilmiş ve Halidin münadisi: “Esirlere dikkat ediniz, savaşa katılmayanların dışında olanların hepsini öldürünüz” diye seslendi. Müslümanlar esirlerini getirdiler ve bir gün bir gece onların boyunlarını vuracak kimseler görevlendirdi. Kaka ve başkaları Ona: “Sen bütün yeryüzündekileri öldürecek bile olsan onların kanları dediğin şekilde akmaz. Bu bakımdan bu kanların üzerine su dök, böylece senin yeminin de yerini bulmuş olur” dediler, o da bunu yaptı ve buna kan nehri anlamına gelenNehrud-dem adı verildi. Halid yemeğin başına geçerek Müslümanlara: “Ben, onu sizlere veriyorum” diye söyledi. Müslümanlar akşam yemeğini oradan yediler. Ve o zamana kadar yufkayı görmemiş olanlar “Bu beyaz parçalar da ne oluyor?” diyorlardı.
Öldürülenler yetmiş bin kişiyi bulmuş ve bu vaka da Safer ayında olmuştu.