1702. Fatıma binti Kays şöyle dedi: Kocam Ebu Amr b. Hafsa Şamda iken, beni üç talak ile boşadı. Bana, vekili arpa gönderdi. Ben de ona sinirlendim. Bana:
«Vallahi, bizde bir hakkın yok» dedi. Ben de Resulallaha giderek meseleyi anlattım. Resulallah:
«Nafakan kocana ait değil» dedi ve Ümmü Şerikin evinde iddet beklememi emretti sonra şöyle dedi:
« Ashabım Ümmü Şerike (iyi bir kadın olduğundan) çok gider gelirler. (Seni görmemeleri gerek) sen, Abdullah b. Ümmi Mektumun yanında iddet bekle, zira o amadır, onun yanında örtünü çıkarır, serbest olabilirsin. İddetin bittiğinde bana haber ver.» İddetim bitince Resulallaha, Muayiye b. Ebi Süfyan ve Ebu Cehm b. Hişamın benimle evlenmek istediklerini söyledim.
Resulallah:
« Ebu Cehm, asasını omzundan bırakmaz (yani karılarını çok döver ya da çok seyahat eder), Muaviye de hiç malı olmayan (cimrinin) biri, sen Üsame b. Zeydle evlen» buyurdu. Ben istemedim, sonra Resulallah:
« Üsame b. Zeydle evlen» buyurdular. Ben de evlendim. Allah, bu evliliği hayırlı kıldı ve onunla mesud oldum.