1313. Ebu Katade b. Ribi anlatıyor: Huneyn savaşının yapıldığı sene Resulallahla beraber sefere çıkmıştık. Düşmanla karşılaşınca müslümanlarda bir canlılık, bir hareket vardı. Bir ara müşriklerden birinin müslümanlardan birini öldürmek üzere olduğunu gördüm. Derhal geri dönüp arkasından yanına kadar vardım ve kılıçla ensesine vurdum, bana şöyle bir baktı, öyle bir bakıştı ki öleceğini anladım. Biraz sonra öldü, böylece ben de kurtuldum. Bu arada Ömer b. Hattabla karşılaştım. Ona:
« Müslümanlar neredeler, ne yapıyorlar?» dedim.
« Bilemiyorum» dedi. Daha sonra da müslümanlar toplanıp geri döndüler. Resulallah şöyle buyurdu: «Kim (düşmanla) dövüşerek onu öldürür ve öldürdüğü açık delille bilinirse, ölenin üzerinden çıkanlar ona aittir.»
Ben bu sözleri duyunca hemen ayağa kalkarak:
«Bana kim şahitlik yapacak?» dedim ve oturdum. Daha sonra, üçüncü defa ayağa kalkarak aynı şeyi söyledim. Bunun üzerine Peygamber:
« Sana ne oluyor Ebu Katade?» diye sordu. Ben de olayı anlattım. Topluluktan bir adam:
«Doğru Ya Resulallah! O adamın üzerinden çıkanlar benim yanımda. Ona söyleyin hakkını helal etsin.» dedi. Ebu Bekir hemen müdahale ederek:
« Hayır, vallahi olmaz. Allah ve Resulü uğruna savaşan Allahın arslanlarından birinin hakkının sana verilmesi doğru değildir» dedi.
Hazret-i Peygamber de:
« Doğru, onları ona ver!» buyurdu. Öldürdüğüm müşrikin üzerinden çıkanları bana verdi. Ben de bunlardan arta kalanı satarak Beni Selemeden bir bahçe satın aldım. Müslüman olduktan sonra edindiğim ilk mal varlığım bu oldu.